evrensel döngü.

insan hayata bir hiç olarak başlar, ve hiçlik noktasında hayatını sonlandırır, tıpkı dünya gibi, bir hiçte gelişen olaylarla var olup, uzun bir yolculuk sonunda tekrar hiç olacak. ve bu hiç konusu sadece bunlarla sınırlı değil elbet, insanlar sistem düşüncelerinde dahi bir şekilde hiçlikten hiçliğe ulaşır misal orta halli bir ailede yetişen, ve sonrasında orta halli bir işe sahip olan insanı ele alalım:

----
0-12 yaş aralığında siyasi görüş: hiç
12-15 yaş aralığında siyasi görüş: vatan millet sakarya
15-20 yaş aralığında siyasi görüş: özgürlük için, adalet için sosyalizm, komünizm.
20-25 yaş aralığında siyasi görüş: düşünüyorum da, mesela komünizmde devletin bana "günde bir tane ekmek hakkın var. " demesinin nesi özgürlük? veyahut 60 senelik hayatımı hiç bir şeyim olmadan tamamlamak nası bir adalet? şu an içinde bulunduğumuz liberal sistem sanırım en özgürlükçü sistem, sadece sosyal reformlarla aşırı zenginlik ve aşırı fakirlik önlenebilir.
25-30 yaş aralığında siyasi görüş: çok da dertti, herkes ne halt yerse yesin.
30-35 yaş aralığında siyasi görüş: devletlerin insan üstünde etkisini kırıp, insanlara bir olduklarını hatırlatmalı; sınırları kaldırıp sadece güvenlik ve hukuk teşkilatlanmasıyla bir arada yaşayabileceğimizin farkına varılmalı.
35-40 yaş aralığında siyasi görüş: bütün siyasi sistemler insanın kısa ömrünü adadığı boş çabalardır, elinde güç bulunduran ne derse o olur.
40-45 yaş aralığında siyasi görüş: dünyaya hangi sistemin iyi geleceğini bilemiyorum, hepsinin aksayan onlarca yanı var.
45 ve sonrasında siyasi görüş: hiç
----

ya da başka bir düşünceyi irdeleyelim mesela aşk:

0-12 yaş: hiç.
12-15 yaş: ilginç.
15-20 yaş: hayatın anlamı.
20-25 yaş: bir tür strateji oyunu.
25-30 yaş: hayatın anlamı. (bu aralıkta evlenilir. )
30-35 yaş: ilginç.
40 ve sonrası: hiç.

---

tabi dünya da milyonlarca insan tipi var, ve herkes düşüncesinde hiçe ulaşamıyor olabilir. gel gelelim, bu realitede ki hiçliği değiştirmez.
dünyada, bir şeyler bırakarak hiçlikten ebediliğe uzanabileceğini sananlar var. o da çok büyük bir yalan, dünyada en uzun süre ismi anılanlar savaş galipleridir. misal aynı dönemde yaşamış olan kanuni ve baki' yi ele alalım. baki' nin belki rast gelmiştir de ismini duymuşsunuzdur veyahut bir şiirine denk gelmişsinizdir. ama baki kim? neydi bu adamın derdi? bilen ya birdir ya iki. gel gelelim kanuni deyince donunun rengine kadar sayar çoğu insan. bu örnekleri aynı yıllarda ünlenmiş olan adolf hitler ve dixieland jazz band - 10 yıl sapmayla- ile çoğaltabiliriz. birisi dünyayı yıkmaya kalkmış, diğerleri cazı dünyaya sunmuş.

gel gelelim hiç kimse sonsuza kadar anılmayacaktır. dünyanın bile hiçe gittiği bir evrende hiçlikten öte bir ebediyetten söz etmek çok ütopik.

gelelim, madem hiçten geliyoruz, hiçe gidiyoruz ne diye yaşıyoruz birader? sorusuna. buna herkes farklı bir cevap verebilir.

mesela mutluluk arayan, yaşam mucizesini yapmak istenilen her şeyle taçlandırmaya der.
hiçliği kabullenemeyen, ölümden sonraki yaşam için yatırıma, der.
hiçliğinin farkında olan, kendimle beraber insanı aşmaya der.

yüzlercesi yüzlerce cevap verebilir ama sonuç değişmez. bir hiçsiniz ve hiç olacaksınız. son olarak sözlükten örnek vereyim: bu sabah yazdığınız yazı acaba ne alemdedir şimdi?

----------------------------------------1874; nietzsche tanrıyı bıçaklıyorken; mart 27; almanya semaları; akheramosis.