bugün

ülkemizde yığınla olan müşteridir. bir ürün görmeyedursun o ana kadar aklınıza hayalinize gelmeyen soruları bulur sorarlar. o müşterilere karşı satıcının hiçbir şansı yoktur. işe giriş sürecinde aldığı 10 günlük eğitim ya da ara ara gittiği seminerlerle müşteriden kurtulamaz. isterse konusunda hatim indirsin olmaz. olmaz dediysem olmaz.
genelde satıcının bu tür müşterilere içlerinden küfür ettikleri düşünülür ancak işin aslı öyle değildir. tamam, küfür de ederler ama takdir de ederler hani. aylarca bu işi yapmasına rağmen her yeni gelen her zaman soracak bir sorusu olan müşteriden o güne dek duymadığı bir soru duyması satıcıyı abandone eder.
sıradan müşterilerin sorularını hergün yüzlerce defa neredeyse istemdışı cevaplayan satıcı esas müşterimiz geldiğinde takılır. oysa satıcılar bilir ki müşteriye ne söylersen söyle ama hemen söyle. düşünürsen aslında bir bok bilmediğini anlarlar.
esas müşterimiz gelene kadar bir satıcı ile sıradan müşteri diyaloğu ne kadar monoton iken, esas müşterimizle birlikte ortam şenlenir. kontrol satıcıdan müşteriye geçer.
müşteri- merhaba
satıcı- meraba
müşteri- bu ayakkabının 36 nume...
satıcı- hemen getiriyorum
(cevap verme süresi saliselerle ifade edilir)
satıcı- buyrun
müşteri- sağolun. ne şekillerde ödeme imk...
satıcı- bonus kart 6 taksit, cardfinans 8, hsbc 12, world card 4 artı iki kat world puan, peşin alımlarda yüzde beş indirim.
müşteri- peki teşekkürler. ben alay...
satıcı- kasaya ödeme yapıyorsunuz. iyi günlerde kullanın.

zaten adam hergün bu satışı yapmaktadır. leb demeden leblebiyi anlaması gayet doğaldır. ancak hiçbir satıcı esas müşteriyle başedemez.
- buyrun hoşgeldiniz
- teşekkürler. şu ayakkabının tabanı mika, derisi nubuk olanının kahverengiye dönük haki rengi var mı?
- hangisinin?
- ay boşver. şu çizmenin hakiki deri olanının ayak terletmeyen özel tabanlısı var mı?
- şey. onun var da...
- peki şu spor ayakkabıların su geçirmeyenlerinin hangi renkleri var?
- onların beyaz, gri, eee mav...
- şu botların derisi orjinal mi?
- onlar mı? onlar hakik...
- konvers var mı konvers?
- tabi efendim. şu tarafta
- heh bunun düz beyaz kısası 35-36-37?
- bakayım...
- gitmişken ketlere de bak üstü pamuklu olanlarına
- tabii
- filo'da onların alt kenarları mavisi var sizde yok mu?
- aov... şeyler var.
- neyler? ya da neyse neyse ben başka yere bakayım. iyi akşamlar.