bugün

büyüyünce işsiz olur.

hayata biraz geç tutunsalar da yaradan rızkını veriyor nihayetinde.
çocuk işgüzarlığıdır. geleceğin temelleri bilinçaltında bu şekilde yer etmiştir.
nesli tükenmektedir.
günlük güneşlik günde bile çizdiği evlerin bacalarından dumanların yükselmesine sebep olan çocuktur.
neden öyle yapardık ki?

diye beni düşündüren başlık. bir de üşenmeden köprü falan çizerdim. hey gidi günler.
yaptigi en buyuk deney iki parca pamuk arasina fasulye koyan cocugun bilimselligide fasulyenin gazindan ibaret olmasiyla ayni kapiya cikar.
resim yaparken; aman çizgiden dışarı taşma, deniz mavi, bulut beyaz, güneş sarı, dağ kahverengi olur standartları ile yetişen bir çocuktur. * doğal olarak dağların arasından nehir geçirecek. biz de isterdik dağın tepesine tünemiş bir ufo çizmeyi ama hayal gücümüze bile ket vuruldu anacım. normal düşünebilen insanlar olduğumuza bile şaşırıyorum bazen ben.* *
her eve baca yapan sıpadır. o bir adana evi değildir.
dağların arasından güneşi çıkartan çocuktur.
dağların evine paralel geldiği, ortadan geçen nehrin bahçesine kadar uzandığı bir yerde yaşamak isteyen çocuktur.
gece yataga iseme sorunu yasayan cocuklarin bilinc disi olarak disavurumsal halidir. altinda mutlka psikolojik sorunlar bulunur .
Çocukların %90'ıdır. Bir de o nehirin yanında bir ev, bacasından çıkan bir duman, evin yanında bulunan bir ağaç vardır.
her resminde "burada küçük sevimli bir nehir varmiş" felsefesiyle yola çıkan çocuktur.
dağın birleştiği yerde de bir güneş yapan çocuktur. güneşin ışınlarını da bir büyük, bir küçük yapar ayrıca. severim keratayı.
bilgisayarda vakit geçiren, annesinin cep telefonuyla oynayan, teknolojiyle haşır neşir olup radyasyon yiyen çocuğa tercih edilir. *
evden büyük çiçek yapan çocukla aynı sınıftadır.
hangimiz yapmadık ki bunu? m'den martı yapmayan da kaldı mı? bir çocuk klişesi ama bir klişe de ancak bu kadar güzel olabilirdi.
dağın üstüne bulut, bulutların arasına da güneş yapan çocuktur.
nehrin sonuna bir de güneş iliştiren çocuktur. çocuk kendince bir yol çizer görkemli ve uzak görünen diyarlara. ve kendine sudan bir yol serper. bir sandalın onu alıp güneşin doğduğu yere, kaf dağının ardına götürmesini bekler. ya da sadece canı ister, öylece çizer.
büyüyünce baraj mühendisi olacak çocuktur.
Kalabalık gozuksun diye kara bulutlarla beraber güneşi de çizmektedir.

Artık hava bozdu da bulutlar mi bastırdı yağmur mu yağacak anlamı mi var yoksa kara bulutlardan sonra güneş mi açtı demek istiyor orası da muamma.

Bacasindan duman çıkan evleri de unutmalayalim.