bugün

insanın içini karartsa da olgulanştıran bir gerçektir. ölümün uzak olmadığı bir gerçektir, hiçbirimizin altmışlı yaşlarda öleceği garanti değildir.
ünlü bir türk düşünür

"güvenme gençliğine ölenler hep ihtiyar mı?" diyerek bu konuya noktayı koymuştur.
(bkz: yaşlılar sıra ile gençler ara sıra)
Ölüm, parayla da değil , sırayla da değildir.
Yatan değil, yeten ölür sözü bu manaya gelir.
Hasta yatan değil, eceli yeten ölür.
genç gelen kalp krizinin yeterli damar büyümesi sağlayamamış tüm gençlerde çok daha ölümcül olması ve yaşlıların bu konuda gençlere basması gerçeklerinden haberi olmayan, "dünyada hiç mi kaza bela olmuyo, hiç kimsenin yolu kesilmiyo mu" dendiğinde beyninde bişe oluşmayan insanın sanrısı.
insan oğlunu yanlışa, ya da günaha iten hastalıklı bir yanılgıdır.
aman onu söyleme yarın öbürgün ölürse vicdan azabı çekersin aman bunu yapma yarın öbürgün ölürse keşke yapmasaydım dersin deyip zırvalanır durulur halbuki yaşlılardan daha hayatı garanti bir insan daha yoktur. evde oturup dururken başına birşey gelme ihtimali sokakta gezen bir gencin başına birşey gelme ihtmalinden daha azdır. ancak yaradandan gelen bir derdin musallat olması sonucu ölürler halbuki gençler için binbir türlü risk vardır. yarın öbürgün ölürüm diye düşünüpte kimse bana sofrada geğirince dikkatli konuşmadı bugüne kadar mesela.
yanılgıdır. ölüm her an herkese gelebilir. ölüm adım adım yaklaşır da nefesini duymayız. her dakika sırtımızda dolaşan bir gölgedir ve ne zaman üzerimize düşeceği belli değildir. hazırlıklı olmak gerekir. sonuçta kudreti yere göğe sığmayan sultan Süleyman bir avuç toprağa sığdı.
çok küçük yaşta en sevdiğin insanı kaybedince kafaya dank eden duygu ile çürüyen bir sanrı.
--spoiler--
unutursun.. ölüm sana bana..
--spoiler--