bugün

mutlu olabilir mi? kırabilir mi ruhundaki görünmez prangaları, kelepçeleri?
"..."

her zaman bir şeyler engeldir kendisine. orgazmı tattığında ilk şokla karşılaşır:
"günah"

yıkılır kalır zevklerinin ardında. her şeyin bir bedeli olması gerektiğini anlaması uzun sürmez.
hayata ağlamakla başlayan insan, hep ağlar aslında. yaşam denen ölüme giden süreçte bir yolcudur kendisi. ölümün kesinliği korkutur. sıkar. üzer. yaralar.

hayata ağlamakla başlayan insan mutlu da olur bazen. bazen ama. çok kısadır o anlar. onun için mutsuzlukları daha ağır basar.

kahroluşlarının ardında satın alınacak mutluluk ararken bilemez, asnımsayamaz, hayata ağlayarak başladığını!
6 milyar küsür insanı içeren grup. "acaba ağlamayan var mıdır" sorusunu akla getirir.
hayattan,ağlanarak uğurlanır...
her insan..
(bkz: aglamakla inlemekle geciyor ömür)
ağlamayanlar genelde ya ölü doğarlar ya da boyna kordon dolanması vb. gibi bilimum talihsizilk yaşayanlardır. (bkz: allah korusun)
yaşama ilk tepkı olarak ağlayan insandır. benimdir, sensindir, diğerleridir, onlardır, herkestir. doğan insandan başka herkes guler, sevinir, bi doğan ağlar.
isyankardır...

+a.k. sokun beni orayaaa ya....ıngaaaaaaaaaa....hacı sen kasap mısın?
-doktorum ben.
+pardon, aahhh tamam vurma dötüme ya...ıngaaaaeeeeee.....
ciğeri yanan insandır.
ağlamazsa ölü olacağını bildiğimiz insan.

"hava dolsun, hava dolsun ki ciğerlere, ömür boyu ağlayalım yaşamak için..."
ağlayamamaktan çok daha iyi olan eylemdir bazen. bazen canından çok sevdiği birini kaybeder insan, dualar, tesbih çekerken kenara nohut atmalar, alakasız insanların feryat figanları, kapıya gelen cenaze arabası, uzayan başsağlığı mesajları, acıkan ve hizmet bekleyen taziyeye gelen misafirler, mutfakta biriken bulaşıklardan, bazen anneannesini üzmekten korktuğundan ağlayamaz insan. sonra bir şarkı duyar markette alışveriş ederken, şarkıcı herkesin onu hasta zannettiğini ama aslında yasta olduğunu söylemektedir haykırarak. o an dank eder, ne dünyanın öbür ucu gibi gelen habiblerdeki mezarlık, ne büyükbabanın yaşamayı çok sevip ölümden ölesiye korkması; onu bir daha görememek, onu soğuk ve yalnız bırakıp eve dönme düşüncesi. babadan çok baba olan birinin yitirilip gitmesi... marketin ortasında tutulur ağlamaya insan bazen, durduramaz, durdurmak da istemez, şapkayı indirir gözlerine, çocuk olmak ister, rüyasında onu görmek ister, bazen de yazmak, yazarken ağlamak ve onu ölümsüz yapmak ister. ağlarken susturulmamak, teselli edilmemek, yalnızca gözyaşı dökerek genzindeki tuzu tatmak ister.
"hayata aglamakli baslayan bu insanoglu gördü gelecegi" seklinde sozlere sahip olan ceza nin medcezir sarkisinda yer alan bolum.
hayata ağlamayarak başlayandan daha şanslı insan.