bugün

(bkz: değişen türkiyede sürekli değişen demokrasi)
her halk iyi yönetilmek ister; iyi yönetilmenin en iyi yolu da demokrasidir. kötüler arasında en iyi metottur. bildiğim birşey var; halk askeri diktatörlük istemiyor; hele halk chp-bayka diktatörlüğü hiç istemiyor. oğluna ferrari almış aslan sosyal demokrat gürbüz çapan zihniyetlileri hiç ama hiç istemiyor.
kendi entrylerimi göstermeyi sevmem ama mazur görünüz;

(#404291)
halk insan gibi yaşamayı ister. insan gibi yaşamak onurunu veremediğiniz,ezdiğiniz ve sömürdüğünüz; millet kavramını ümmete çevirerek maymunlaştırdığınız bir halk insanlık onuru dışında bir şey istemez.

demokrasi oyla yürür. Oyları dini sömürerek alan partiler oldukça demokrasiden söz edilemez. Hediye karşılığı oy alan hükümetler insanlık opnurunu ne denli verebilir ki vatandaşa? vatandaş demokrasi ister; ama vatandaş özgür ve dışa bağımsız bir idari anlayışı daha çok ister. yeşil bayrak değil kırmızı beyaz bayrağa anlam veren halkın önceliği budur.
halkın istemesinden önce siyasilerin istemesi gereken bir şeydir.ama sağolsun rte," halk hangi rejimi isterse onu getiririz" diyerek direkt halka oynamış,yobazlığın dik alasını yapmıştır.önce şunu kabullenmeli ve kafasına yerleştirmeli ki bu ülkeye demokrasi ve daha da önemlisi gerçek bir cumhuriyet lazımdır.ama tabi kendisi seçimleri fikirleriyle değil,halka dağıttığı köfte-ekmeklerle ve nohut-pilavlarla kazandığı için demokrasimizi ve ve cumhuriyeti değerlerimizi avrupa ve abd ye ekmek arasında sunması da şaşılacak birşey değildir.
günümüz güncel konuları arasın da yerini hızla ve liste başı olarak alan sorunsal. yaklaşan seçim furyası, muhalefetler, anayasa mahkemnesi başkanlığına giden dilekçeler, daralan çember ve bu çemberde sıkılan türk halkı... sanırım şu günlerde en çok sorulması gereken sorudur bu.
(bkz: halk demokrasinin ne oldugunu bılıyor mu)
idris küçükömer kitabı. bitmemiş, son eseridir.
uktedir
demokrasi: özgür iradeye dayalı bir siyasi kavram. temel anlamı bu olsa da kapitalist dünyada birçok şekle girmiş bir olgudur. özellikle de ülkemiz de defalarca makyajlanmış şekillerde çıkar gariban halkımın karşısına. herşeyi sömürülmüş ve sömürülmeye devam eden türk halkına ara gazını verip biz demokratız demokrasi bizim temel taşımız diyerek vurun kahpeye misali insanıma yedirilmiş bir tencit pilavıdır bu. olması gereken demokrasi şudur aslında:''eşitlik kanunlar tarafından herkese temin edilmiştir. Fakat umumi hayata katılmaya gelince, kendi değerine göre her fert saygı görür ve ait olduğu sınıf, şahsî değerinden daha az önemlidir. Nihayet hiç kimse, fakirlik ve sosyal durumun karanlığıyla engellenmez..''yani demokrasi kişiyi sınıflandırmaz, kategorize etmez insanı insan olarak kale alır ve almalıdırda.

günümüz türkiyesinde var olduğu söylenen fakat 1950'li yıllardan beri, maksim dansözleri gibi sürekli değişen demokrasi ritmi nasıl bir hal alacaktır tartışılır.
bizi sınıflandıranlar gibi birde biz demokrasiyi sınıflandıralım:
dini duyguları sömüren demokrasi
kürt-türk ayrımı yapan demokrasi
sosyal-faşist ayrımı yapan demokrasi.... vs vs

bu liste böyle uzar gider. ama yukarıda yazanı icraata geçirmek kimsenin işine gelmez çünkü siyaset midasın kahyasının elindeki kamçıdır nasıl şaklatılması gerekirse öyle şaklar.
tek bir anlamı tek bir amacı olan, bir ilkeyi herkes kendi menfaat çarkında yoğurup şekillendirirse eğer, başımıza dergahçı başbakan da gelir, daha kötüsüde...

bu yafta kullananların elinde bulundugu sürece ezilen, büzlen, düzülen yine türk milleti olacaktır.