bugün

kavgalarda, haksızlıklarda, münferit olaylarda sadece izleyici olan, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye gezinen insanlardır.

yılan derken kastettikleri şey tarafından sokulmaları, rezil edilmeleri, canlarının yakılması en güzel ve en eğlenceli şey olacaktır. sadece acıyla dizginlenebilirler. maalesef insanlar sorumsuzluklarının cezalarını çekmeliler; sırf biz eskiden "her şey çok güzel olacak" diye güzel bir dünya hayali kuruyorken bunun yavaş yavaş yok olmasına katkıda bulundukları için.

çünkü el ele şekillenen bir dünyada yaşıyorsak her şeyin kötüye gitmesine sebep olanlar gerçek kötü adamlardır. toplumun en ufak hanesindeki en basit insan bile dünyanın kötüye gitmesine katkıda bulunuyorsa o da herkes kadar suçludur. bir gün cezasını çekecektir. ne bizim tarafımızdan ne de devlet gibi kurumlar tarafından; ipi çeken sadece dünyada var olan "ilahi adalet" olacaktır.
(bkz: suru)
korkuyla sindirilmiş insanlardır. fakat bu gerçek onları zerre aklamamaktadır.
tam anlamıyla kuru kalabalıktır.
haksızlığa katlanamayan "tek kişi" ye yapılanları izleyen kalabalıktır çoğunlukla.
mutlaka vardır bir tane direnen, destek sözü alan... ama icraat başlayınca tek kalan.
boş kalabalık da izler, içinde fırtınalar kopar belki ama sadece izleyecek kadar cesareti vardır.
hep "kalabalık" olarak kalacaktır.
ne yazık.
"boş kalabalık"
bir gün biri iteler elinin tersiyle "hadi hadi kalabalık etme" diye.
kötü bi'şi.
bu kalabalık ne yazık ki iki seçimdir aynı partiye oy vermekte ve izlediği şeyden memnun olmaktadır.
bir zamanlar haksızlığı temizleyenlerdir şimdi izleyenler,
eskiden daha kalabalık olsa bile haksızlık, kendilerinden,

şimdi haksızlık mı kalabalık, yoksa kalabalık mı haksız? bilinmiyor lakin izlemek tek değişmezimiz,

maç izliyoruz, film izliyoruz, manzara izliyoruz, kavga izliyoruz, dövüş izliyoruz, savaş izliyoruz, yavaş izliyoruz, hızlı izliyoruz, severek izliyoruz, söverek izliyoruz, yatarak izliyoruz, kalkarak izliyoruz, doğarken izliyoruz, ölürken izliyoruz, 70 milyon olarak izliyoruz lakin bir adam etmiyoruz...

alayımıza iyi seyirler...
"haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." hz. muhammed
"bana mı düşmüş?" diye düşünen koyun sürüsü.

tabi sana düşmüş ulan?

tabi sana düşmüş.

bu haksızlık/şiddet sana uygulanmıyor diye için rahat mı ediyor? haklı mı oluyorsun yardım edebilecekken etmeyince?

yarın aynı adam aynı haksızlığı gidip de sevdiğin birine yapınca ne olacak?

sen tepki göstermezsen kim gösterecek.

öyle toplumsal bilincin ta..

neyse.
haksızın değil, güçlünün yanında olmayı yeğleyen, güçlünün otomatikman "haklı" olduğuna inanmış topluluktur.
ama bilmezler ki, o bahsi geçen güçlüleri "güçlü" yapan da, işte tam bu kitlenin kırılamaz suskunluğu, görmezlikten, duymazlıktan, bilmezlikten gelişleri, bakıp ama görmeyişleridir.
aslında asıl suçlu onlardır. ve birçoğumuz da onlardanız maalesef.
Nefret edilendir.
Halkımızın genetik bi özelliği mi merak ediyorum. "isin yoksa sahit ol paran coksa kefil ol." diye atasözü bile var. Hiç bir konuda fikir belirtmeden ölüp gidiyor insanlar, farkında değiller.