bugün

Vay orospu.
jet sosyetenin yığılı mermer taşlarında ahlaksız batının ahlaksız danslarını yaparken, bu ülkenin kanla ıslanmış topraklarında kahramanca ölen, ağacı kökten kralını da götten siken aslan yürekli adamların en içten, en yürekten, harbi mi harbi serzenişidir. bir dize ancak bu kadar güzel olabilir ya. bir dize ancak bu kadar sert, mert, kesin ve kritik şekilde eleştiri ihtiva edebilir. bir dize ancak bu kadar güzel haklı nefret kusabilir.
Chp'nin 1962 yılında yaptığı kadeş rezaletinin ardından Atsız'ın yazdığı şiirin dizeleridir.

--spoiler--

1962 yılında, CHP'nin gençlik kollarından -sözde- özenle seçilen yüzlerce müptezel, istanbul'dan bir vapura doldurup Çanakkale'deki törenlere gönderiliyor.
Devletin kasasından dünya kadar masraf yapılarak hazırlanan bu vapura, kasa kasa da alkollü içki dolduruluyor.
Vapur Çanakkale'ye yanaştığında, bu seçilmiş yüzlerce üniversiteliden, sadece 50 tanesi ayakta durabilecek vaziyette; kalanı sızmış.
Vapurdan inebilenler de günü ayılmaya çalışarak geçiriyor.
Dönüşte yolunda da vapurda türlü sapıklıklar olunca, geziyi takip eden gazetecilere rüşvet vererek haber yapılmamasını istiyorlar.
iktidardaki 27 Mayıs cuntası ve onun yoldaşı CHP, bu propaganda gezisi için milletin kesesinden yaptıkları harcamanın üstüne, bir de haber yapılmaması için harcamak zorunda kalıyor.

Bunlar, mesele küllendi sanarken, geziye katılan kızlardan birinin annesi, emniyete kızının tecavüze uğradığına dair şikâyette bulununca, emniyet muhabirleri sayesinde olay duyuluyor.

O dönemin Milli Yol dergisi, sözde şehitlik ziyaretine ve şehit anmasına gitmekte olan vapurdan, rezalet fotoğrafları yayınlıyor.
Artık memleket gündemi olan meselenin adını, vapurun isminden hareketle "Kadeş Rezaleti" koyuyorlar.
Konuyla ilgili soruşturmalar, haberler, köşe yazıları peşpeşe geliyor.

Bu olayın üstünden 55 sene geçti.
Aynı CHP, aynı şehitlikte "Adalet Kurultayı" adıyla bir etkinlik yapacak.
Memleketin adliyesine yolu düşmüş her normal insanın şahit olabileceği adaletsizlik ortamından şikâyetçi olan milyonlarca insan gibi, bu adaletsizlikten memnun olan iktidar cephesi de elbetteki bu faaliyeti takip ediyor.
Umudu CHP'ye kadar düşmüş çaresiz milyonlar etkili bir sonuç; ekmeğini, kursağını iktidara bağlamış yaygaracı sinsiler de kullanılmaya müsait bir ayıp bekliyor.
CHP, yine düşmanını haksız çıkarmamayı başarıyor.
Kurultay'dan çıkan tek netice, CHP'li katılımcıların rezalet haberleri, içkili alem görüntüleri oluyor.
Popülizmi yaşam biçimi edinmiş iktidar cephesi bunu affetmeyecekti elbette.
Şehitlerin affını merak eden kitleler de mazinin tozlu sayfaları arasında kaldı.

Olayı önce inkâr eden parti sözcüleri, daha sonra o kişilerle ilgili ihraç kararı aldığını beyan ederek doğrulamış oldu. Kurultay sırasında, alkollü içkiler ve şehitlik adabına dair uyarı yapan parti aracına da partililerin tepki gösterdiğini gördük.
Yani, meseleye cümle âlem gibi, o partinin bağlıları da vakıf.
Bu olay vesilesiyle, CHP'de 55 yılda bir şey değişmediğini görmemek için kör olmak lazım.
O partinin yöneticileri de bu gerçeği kabul edip, siyasi faaliyetlerini kutsal mekânlardan uzakta yapmayı tercih ederse, sadece şehitlerin kemikleri çin değil, kendileri için de iyi olur.
Arkasına sığınarak siyaset yaptıkları kutsalları kirleten siyasetçilerden, birini diğerine tercih ede ede milletin şirazesi kaydı.
O kutsallardan bir tanesi de bu siyasetçileri çarparsa, dünya âlem bir araya gelse şirazelerini düzeltemez.
Uyarayım istedim...

--spoiler--
Atsız'ın şaheseri Topal asker şiirinin can alıcı noktası.

--spoiler--
güya sizin mezenizdi ! yiyip içtiniz;
zıpladınız,kudurdunuz arsız,edepsiz!...
gerçi salonlarda "yıldız" dı senin adın,
hakkikatte fahişesin ey alçak kadın!
--spoiler--
Yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu s*keyim.
"Neyzen tevfik"