bugün

--tanım--
kızın beğenirliğiyle doğru orantıda karışıklığı artan garip durumdur. bunu biraz açacak olursak; güzellik, seksilik, sevimlilik, zeka, eğlence vb. kavramların yüzdesiyle doğru orantılı artan ve karmakarışık hal alan durumdur.
her kız kendi kapasitesini bilir ve * yapısı gereği ilişkiler konusunda oldukça zekidir. herşeyi son ayrıntısına kadar düşünürler. kasparov gibi her hamleyi hesaplar, hem rakip hamleleri hem kendi hamlelerini kontrol altında tutarlar.
--tanım--

anlaşılması kolay olanlar;
yüzdesi* çok düşük olan kızlardır. hiçbir zaman bekledikleri ilgiyi göremedikleri için ilgiye aç olup defans yapmayan kızlardır. kaleye her çekilen şut gol olacağından hiçbir taktiğe gerek duyulmaz.
yüzde arttıkça kaleye gitmek zorlaşır. top kayıpları artar. yüzde en yükseğe ulaştığında kaleye bile gidilemez. hezimet bir mağlubiyet alınabilir. o yüzden burada bir takım şeyleri anlamak ve açıklamak gerek.

şimdi çok yüzdeli, yıldızlı pekiyi bir türk kızını ele alalım.

yüzdeli türk kızımız, ali isimli bir erkekle tanışır. bu noktada eğer ali ye karşı birşey hissetmediyse, elektriklenip ufacık dahi içi cızbız olmadıysa ali nin zerre kadar şansı yok.

bu sefer ahmet ile tanışır ve içi accık cızbız olur. ahmet in önünde iki yol vardır. ilki umursamama yolu. bu umursamaz cool erkek karşısında kızın vereceği -cevap tepki- büyük ihtimal aynı şekilde olur. kızda geri çekilir. iki tarafta kaçtığı, kovalayan olmadığı için başarısız sonuç kaçınılmaz olur.
eğer ahmet golsüz beraberlik ile bir puanla yetinmeyip "benim olacak onun için herşeyi yaparım" moduna girer ise ya direk reddedilecektir. ya da uzun bir süre aşık kalacak ve arkadaşlıktan öteye gitmeyen ilişki onun için dayanılmaz hale geldiğinde "seviyorum ulayyn" diye haykırır ve sonucunda yine reddedilir.

şimdi işin en zor kısmına geldik.
kız, süleyman ile tanışır ve ondan hoşlanır. oh ne güzel işte süleyman bitirir işi gibi düşünsekte.. hayır.. asıl olay şimdi başlıyor.

-birinci aşama, en önemli olan aşama, en kritik olan aşamaaa... kızın şımartılmaması.

süleyman için bu gerçekten önemli. o ana kadar 1836365 tane erkek tarafından şımartılmış kıza karşı çok dikkatli davranmak gerekir. "saçım nasıl olmuş? beni ne kadar seviyorsun? 4.5 kilo verdim!" gibi cümleler her zaman quiz niteliği taşıyan ufak yemlerdir. kızın duymak istediği ile söylenmesi gereken tamamen farklı şeylerdir. "beni özledin mi?" sorusunu süleyman ın ona değer verip vermediğini anlamak amacıyla sorar. ancak süleyman, doğru söylüyor olsa bile, "çok özledim" cevabıyla ne yazık ki kızın gözünde küçük düşecek ve tatmin olan tek şey kızın egosu olacaktır. o yüzden bu tarz sorulara verilecek en güzel cevaplar esprili veya kaçak cevaplardır. süleyman ın "çok güzel olmuş, seni çok seviyorum birtanem." gibi cevaplar vermesi 8. kattan sırtüstü kollarını iki yana açarak intihar etmesiyle eşdeğerdir. süleyman içinden geldiği gibi kıza "gözlerin çok güzel" gibi birşey söylerse, kızın o an bir işi çıkabilir ve rahatlıkla gidebilir. söylenmemesi gerekenler bunlar. söylenmesi gerekenler de süleyman ın pratik zekasına kalmış. *
kızın şımarmasına çok şey sebep verebilir:
*aşık olmak. zaten direk ölümdür.
*iltifatlar. *
*erkeğin onu sık sık beklemeye razı gelmesi.
*her kararı kızın almasına izin vermek.
*internet veya telefon iletişimlerinin dozajı; şu ki arayan taraf erkek oldukça, kız "bensiz yapamıyor, sürekli beni düşünüyor salah" psikolojisine girmesi.
süleyman her daim gol kollayan kıza karşı defansı sağlam tutmalı. sonuçta burası türkiye ligi. ortalık sert defans dolu. hollanda ligi gibi açılmış defans, bol gollü maçlar yok tabi burada..

-ikinci aşama, kızın güvenini kazanma.

süleyman efemine bir erkek olmamalıdır. kızlar çoğunlukla gay erkeklerle arkadaşlık yapmaya bayılır. bunun sebebi, gay arkadaşın kıza hiçbir zararı olmayacağındandır. süleyman, aslanlar gibi olmalıdır. biri kıza sarkıntılık yaptığında "dağıtırım ouüüüüyyyeeeennn!" moduna girebilmelidir. tabi illa fiziksel hayvanlık gerekmez. işin en güzel şekli dille dayaktır. artistlik yapan zat, uygun sözcüklerle evire çevire dövülebilir rahatlıkla.
ikinci olarak, kıza, "her zaman yanındayım" mesajı verilmelidir. ihtiyacı olduğunda süleyman ın ona yardım edebileceğini hissetmesi gerekir.

-üçüncü aşama, uyumluluk.

aslında ilk iki aşama tam olarak sağlanılabildiğinde süleyman ın olayının %80-%90 başarılı olması gerekir. ancak güzel türk kızımız, kendisi kleopatra olduğu için, aradığı erkeği de romeo olarak hayal eder. bunun sonucu olarak kızın romeo su olacak olan süleyman üstadımızın, kız için önemli olan çoğu şeyi bilmesi gerekir. sim date oyunlarında ki gibi kız, kendiyle ilgili birtakım bilgiler verir. ilerki zamanlarda süleyman ı yine ufak quizlerle test eder. doğum gününden tuttuğu takıma, tanıştıkları günden yıldönümlerine, sevdiği renkten uğurlu sayısına, bayıldığı filminden müziğine sim date oyunlarındaki kızlardan bir farkı yoktur. (şahsen ben yazıyordum bu tarz şeyleri unutmayayım diye.)

evet.. olayın esası bu işte. kız herşeyi en başından planlar ve tüm kozlarını oynar. ilişkide yaşananlarsa, bir erkek bir kızla oynanan gerçek hayattaki sanal bir oyundur. hadi bakalım.. ister oynaaa, ister oynama.
kız milletinin aslında hiç bir komplex bir tarafı yok.. gayet basit bir sistemi var.. o da "farklı olmak"
farklılığı sağlamakta, kızın bu güne kadar totosunu yalamış abazan erkeklerden farklı olarak, umursamaz ve kale almaz bir tavırla(tadında tutmak kaydıyla. yoksa hepten uçup gider) kendini gerçekten de ondan üstün olduğunu hissettirmen gerekmektedir..
çünkü işin özünde tüm kadınlar eşitlikten dem vursalar da her zaman erkeklerinin ondan bir adım önce düşünmesini ve onu yönetebilmesini ister..