bugün

kimilerinde hastalık boyutuna ulaşmış olay.butun gununu buna ayıran pek cok insan mevcuttur.beslenen guvercinlerin çeşitli taklalar atması buyuk bir eglencedir bu sahıslar için.
araba parasına satılan kuslar oldukları söylenmektedir,bu güvercin öyle bir hastalıkmıski adam kusu icin katil bile oluyomus...
ya ya diiiymi sevgili yazarlar *.
küçük yaşta bir heves ile başlanılarak alışkanlık edinebilmektedir.diğer hayvan mesela köpek, kedi gibi türleri beslemekten daha farklı olduğunu her fırsatta amcamdan gördüğüm olaydır.kimileri bunu hobi olmaktan çıkarıp bir meslek haline getirmiş ve yakaladığı güvercinleri satmaktadır.sattığı kuşlardan gelen para ile yem alarak cebinden bir kuruş dahil para çıkmadan kuşların masraflarını karşılamakta ve bazı zamanlar olur ki satılan kuşlardan gelen kazanç yem vb. gibi giderleri karşılayıp üstüne para kalarak güvercin besleyen arkadaşları ile toplanarak haftasonları çatılarda ızgara yapmaktadırlar.*
güvercinlerle ilgili bir çok internet sitesinde şu yazılar yazar.

güvercin beslemek tiryakiliktende öte, adeta bir hastalıktır.
Bu hastalığa bulaşan bir kimse, bir daha bu hastalıktan yaşadığı müddetçe kurtulamaz.
Bunu Güvercin besleyen herkes cok iyi bilir.
Ne Alkol bağımlılığına benzer, ne de Sigara tiryakiliğine.
inanılmasi güç, bir o kadarda zevkli bir tutkudur güvercin beslemek.

güvercin beslemek herkesin anlayamayacağı uğraştır. Zamanla hobi diye başlarsın ancak kazın ayağı öyle değildir gittikçe vazgeçilmez hale gelir. Güvercin besleyen adamın kesinlikle boş vakti olmaz. * Boş vakit nedir onu da bilmez. Bazen kuşu çalındığı için kavga eder yeri gelir ürettiği kuşları satarak kendine harçlık yapar. bu sayede az da olsa zamanla ticaret nedir ne değildir onu da öğrenir. malesef işin kötüsü bu gün güvercin sıradan bir ticaret malzemesi olup çıkmıştır. Uçuk fiyatlara alınıp satılmaktadır. Herkes bilmelidir iyi mal asla ucuz olmaz, iyi malında daima alıcısı vardır. Ben kendi beslediğim türlerden örnek verilmesi gerekirse kırmızı kafa miskiler' in yavruları en aşağı 1.500 ya da 2 bin liradan başlamaktadır. Güvercin sevgisi başka şeye benzemez. Yeri gelir kız arkadaşınızı yemeğe götürmek yerine kuşlarınıza vitamin ya da ilaç alırsınız. bir çok kişiye göre kız arkadaşını ne kadar çok severse sevsin güvercin daima hep bir adım öndedir. Kendiniz aç kalırsınız ama kuşlarınızın önü hep doludur sıkıntı nedir bilmezler. bir çok kişi kedi ya da köpeği hastalandığı zaman hemen eli ayağına dolanarak veterinere koşar. Benim gibi senelerdir kuş besleyenler ise gider dernekten ya da pazardan ilacı bulur hayvana gider. Kendin hastalanırsın doktorun verdiği ilaçları doğru düzgün kullanmazsın bile. Ama kuşun hastalandığı zaman ilacın dakikası bile şaşmaz. Bir çok kişi kahvehane ya da kıraathane gibi yerlerden çıkmayıp ailesinden azar işitir. Siz kümesten çıkmadığınız için laf yersiniz. Hali vakti yerinde olan abilerim vardır. çatı arasını komple satın alıp orayı kümese çevirip eve bile gitmeye gerek duymazlar. Bazen yeri gelir ebeveyn kuşlar yavrularına bakmaktan vazgeçer. Sizinde gönlünüz o yavruların ölüp gitmesine izin vermez. Gider evde ılık suya yem karıştırıp pompa yardımıyla yavruları doyurursunuz. Bu sevginin çocuğunu emziren anneden bir farkı yoktur. bazı insanlar vardır. Sabah erken kalkmak angarya gibi olur. Ancak güvercin beslemeye başladıkları vakit sabah ezanında kümeste oldukları görülmüştür. *
benim babam ise kirpi besliyor. güvercin ne ki? dikenleri ona pamuk gibi geliyor. neredeyse yatağına alıp yatacak.
geçen yaz doğan 11 yavru yavru ile şu an galiba 93 kirpimiz olmuş. bahçede artık yer kalmadığından trakya köylerinde etrafını çevirebileceği boyutta tarla arsa aramaya gitti.
Babana söyle kirpi ile değiştirmek isterse güvercin alabilirim. Yada kirpi isteyene ücretsiz gönderilir.
kedi köpek gibi değil, veteriner derdi yok. tüylerini traş etmek istemez. kıl dökmez.
solucan salyangoz yılan kurbağa ne bulsa yer. sakatatçılardan alacağını çiğer artıkları inek akciğeri,vs
ile besleyebilirsiniz, meyvelerden üzüm sever.
ev içinde de besleyebilirsiniz çabuk alışıyor ve bizimkilerin hepsi evcil ya da en azından insana alışkın.
hastalıktır.
kazandığını güvercinlere yatıran psikopatları vardır. bu sayede güvercin piyasası o kadar artmış ki zamanında 2000 - 3000 tl ye güvercin satıldığını dahi duymuştum. bi akrabam vardı, kuşlara öyle bir kafes yaptırmıştı ki benim öyle odam olmadı o derece.
manyaklık canım, başka bir şey değil.
yeni başladığım hastalık yapacağına inanmadığım bi hadise *
sabır gerektirir.kuş kaçınca işin ucunu bırakmamak gerekir.al bi çift kırmızı çakal falan. alıştır mekana uçsun dursunlar.paran yoksada ucuz kuşlarda var.10 lira cepte olsun bi çift kuş al besle.sonra git gide çoğalır kuşların.evin üstünde uçmalarını hiçbir şeye değişmezsin.yaptıkları hareketler attıkları taklalar aklını başından alır.ayrı bi zevktir kuş beslemek.öyledir işte.anlatılmaz yaşanır derler ya aynen öyle bi konu anlayacağınız.
bir hayvanı sırf takla atıyor ya da paçası var diye hapsetmektir.
bu işle uğraşanlara genel de kuşçu mırtıkçı gibi isimler verilir. hastalık tabirini kullanmak biraz hafif kalır kanser filan gibi demek lazım zira bu işe başlayıp bırakan nadirdir.ak bağdatlıyla, gök bağdatlının süzülüşüne doyulur mu la taklacı da neymiş sikik.

insan özler tabi ikindi karışımlarını, dost veya zaid olmak arasında bir şeçim yapmalı. bir ıslıkla yıldızlandırırken erzincanlıyı cigaradan bir füt daha parlatmalı, yoksa yok muydu parlak vermek. öp at uleeen.
bir alışkanlıktır. babamda hastalık boyutuna ulaşmış durumdur. abimle güvercinleri kesip yemeyi düşünüyoruz.
Yedinci sınıftayken mahalledeki bir abime ve bazı akrabalarıma özenip başladığım fakat sonradan yüzüme gözüme bulaştırdığım yıllar geçmesine rağmen pişmanlığını yaşadığım eylemdir.
Pişmanlık nedenime gelecek olursak; o zamanlar gençtim elbette ve hayvanları severdim. 2 tane güvercin satın almıştım o abinin etkisiyle birisinden. 20 liraya falan gelmişti. Güzellerdi de. Abi bana sürekli yardım ediyordu, beraber ilgileniyorduk güvercinlerle. Hatta kaçmasınlar diye kanatlarını bantlayıp çatıda mısırla besleyip evime alıştırmaya çalışıyorduk. Caniceydi ama farkında değildim bunun. Neyse daha sonra benim ailemle arkadaşlığı iyi olan bir tanıdığım oğlu askere gittiği için onun güvercinlerini bana vermişti ilgimi fark edince. Çok mutluydum. Güvercin sayım 12-13e çıkmıştı. Aynı muameleyi onlara yapamadım tabi. ilgilenmesi zordu. Bende güvercinlerden çok iyi anlayan bir akrabamı çağırdım. Güvercinlere baktı bunlar alışmıştır buraya dedi. Açalım uçup dönerler dedi. Bizde saldık. Çoğu uçmaya başladı. Sonra psikopat şerefsizin teki kendi güvercinlerini uçurmaya başladı ve benim güvercinlerimi kendisine çekti. Benim güvercinlerimi farkeden başkalarıda kendi güvercinlerini uçurmaya başladı. Böylece güvercinlerim sağa sola dağıldı. Sadece 2 güvercinim geri döndü. Daha sonra onlarda sıkıldı ve kaçtı. Oysa bir çocuk olarak hayallerim vardı. Daha yavruları olacaktı onların. Fakat elimden gelen birşey yoktu. Ne zaman aklıma gelse güvercinlerimi çalanlara söverim.
Keyiflidir kuşların uçmasını falan izlersin. Eğlence oluyordu özellikle başka kuşlar gelir onları da yakalardık falan. Cidden insanın stresini atarlar.
Evimizin bodrumunda bolca bulunan, bakımı zor, değeri yüksek bir kuş turudur.
Her gün mecburen yaptığımızdır. Kahvaltı yaptığımız yer mutfağın balkonu. Camekanla kapatılmış. Her neyse bir tane güvercin her gün gelip bizi izlerdi biz de dışarı camın önüne ekmek ufalar ona verirdik hepsini yer tabi. Derken bu piç olayı haraca bağladı. Cama kafa atıp duruyor ekmek verin diye.yarım ekmek yedi amk ben yiyemiyorum lan o kadarını. Yine de yazık lan sen vermezsen ben vermezsem kim besleyecek bunları.
ortaokul zamanında bir hevesle başladığım sonra önünü alamadığım beslemedir.

bir iki derken çoğaldılar. 30 u geçtiler. kafeslerini temizlemek, yem vermek, arada bir salıp uçmalarını sağlamak... en sonunda sattım hepsini.
Uzaktan bakana hayretler veren hobidir.
Kürt hobisidir.
Güvercin beslemeyi seven bildiğim tek kişinin nikola tesla olduğu gerçeğiyle yüzleşmeme sebep olan başlık. Bu kadar bahsi geçmiş ama çevremde hiç rastlamadım.
Yaklaşık 1 yıl önce beslemeye başladım. Günün yorgunluğu ve stresini unutturan müthiş bir zevk.. hele yavruların büyüyüp uçmalarını gözlemlemek bambaşka. 200 km uzaktan attığım kendi yetiştirdiğim yavruların ertesi gün evimin damında olduğunu görmek paha biçilemez.. Ayrıca Adana cinsi kuşlarımın gökyüzünde bulutlara kadar yükselip. sonra benim parlak işaretim ile bir kamikaze gibi bana doğru son hızla gelmeleri anlatılamaz yaşanır. velhasıl Güvercin candır...vesselam
2009-2010 da başladığım, halen daha beslemeye devam ettiğim durum. iş dönüşü günün bütün yorgunluğunu alıyor. tavsiye de ederim lakin sigara gibi bırakması zordur.
Bana saçma gelse de saygı duyuyorum valla o sahiplerinin yaptıkları düzene ve itimata. Yan tarafta bir dayı var aralarında pal ve Mardin cinsi de yetiştiriyor çok güzel renkleri var. Tanesi bin TL imiş o da en düşüğü. Ben olsaydım cins tavuk beslerdim yumurtasından faydalanırdım. Neyse zevkler renkler tartışılmaz.
Eti yok sütü yok yünü yok derisi yok vallahi boş iş.
görsel
Pencerenin önüne ekmek, pirinç veya ceşitli yemek artıkları koyarak yaptığımdır.

Karşılık olarakta denizlike sıçıyorlar.