bugün

iki tarafta severken olmadık sebeplerden dolayı elveda deyip ayrılma vakti geldiğinde, sevdiğinizin arkasından bakarken haykırmak istenilen fakat bir türlü ağızdan çıkamayan o kelimeleri söyleyememek.
aşk'ta gurur olmamalıdır.eğer yaşamak için en büyük gereklilikse o aşk ve o sevgili, giderken "dur gitme!" diyebilmeli,gerekirse de ayaklarına kapanılabilmelidir.eğer söylenememişse, sonrasında büyük bir pişmanlık ve büyük bir ızdırap yaşanacaktır.

(bkz: kendimden biliyorum)
''gitme demedim baglanmaktan korkarsin diye...''

karışmasın kimseler
insanın içinde kalan bir uktedir.

lakin bazen "dur, seni seviyorum. aşığım ulan aşığım anla..." gibi cümleler kursanız da, gururunuz yerlerde sürünse de çare değildir. şimdi hangisi doğru bilemiyorum.
usule uygun davranmaktır.

(bkz: gidene kal kalana git denmez)
demediğiniz için aklınızdan çıkmayacaktır. riske değerdir, demelidir.
insanın içinin en burkulduğu andır ulan dilin var ama konuşamıyorsun işte o anda olmuyor tutuluyor velet.
grup as' ın diyebildiğidir.
eksi kırk derecede çırılçıplak dolaşırken bile terlemek. hani o gider ya bakakalırsın, tek kelime edemezsin, ama o gider... sen bir türlü dur diyemezsin. *
az önce yaşadığım hadisedir. içimde kaldı yazmazsam olmaz.

gelmesi güzel ama gitmesi olmasa. bayram sevincinin yanında hiç kaldığı bir sevinçle geldi yanıma. beş gün kalabildi sadece yanımda. daha fazla olamadı. tutamadım, gitme diyemedim. deseydim kalırdı belki ama kalsaydı daha kötü olurdu belki de herşey. o nedenle diyemedim gitme dur diye. mecburen göndermek ne kadar koyuyor insana. istemediğin birşeyi zorla yapmak. elin kolun bağlı değil, dilsiz değilken bir şey yapamadan öylece bakmak. hatta göz yaşı bile dökememek o üzülmesin diye. çenen felç oluncaya kadar kendini sıkmak. zor. çok zor.
(bkz: hani gitmesen diyorum)
cevabını bilemediğiniz bir soru gibidir. aslında cevap çaresizliktir.
özünde gururun olduğu söylenendir. özünde dendiği gibiyse keşke herkes o boktan şeyi bir kenara bırakıp içten geleni, "gitme" yi gidenin ardından diyebilse...
zorunluluktan gidilecek yolculuk yüzünden sarfedilemeyen cümledir. başka şehirlerin ve sorumlulukların sizi çekmesidir. çekim kuvvetlerinin hiçbirine dur diyememek gibidir. berber geçirilen zamanın bittiğinin göstergesidir. gözlerin ayrılma vaktinin geldiğini bile bile sessizliği bozmadan içinden haykırmaktır ve karşındakinin bunu duyduğunu bile bile tekrarlamaktır aynı içten yükselen sesle...

gitme çünkü çok özleyeceğim seni. gitme gölgeni de alıp bu şehirden...
gitmesini istememektir. belki gitmesi gerek ama gözden ırak gönülden ırak psikolojisi korkutur ruhunu. gitmesi gerek belki bunu bilemezsin. yanında kalmasını istersin. bakışlarınla kal yanımda dersin. okadar çok seversin ki onun gitme demek istediğini anlamasını beklersin.
içinden gitme diye debelendiğin halde gururunun buna engel olmasıdır.
sonradan fazlasıyla pişman olunacak hadisedir..
sana git diyemem ama kal demekte gelmiyor içimden. (nezih)

sana gitme demiyeceğim ama gitme lavinya (feridun düzağaç)
sevdiğini söyleyememek, grurundan susmaktır. pişmanlık yaratır.
bir sezen şarkısıdır..

gitme dur ne olursun, gitme dur yalaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan söyledim doğru değiiiiiiiiiiiiiiiil ayrılığa, daha hiiiiiiiiiiiiç hazıııııııııır değilim, aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var, gitme dur daha şimdiden özledim............