bugün

tüm güzelliğiyle karşında duruyor. ona en çok yakıştırdığın elbiseyi giymiş. saçlarını toplamış. tam da senin sevdiğin gibi... öldüğünde gömülmek istediğin gamzeleri yanaklarında belirginleşmiş. dudakları hafif aralanmış, inci dişleri parlıyor. o delici bakışları içini yakıyor... sana yaklaşıyor usul usul. hatta kollarını açmış. belli ki sarılacak. hem bakarsın minik bir buse kondurur yanağına. kalbin yerinden çıkacak sanki. ancak bir terslik var. bir garip huzursuzluk içinde... gerçek olamaz bu. tam ona dokunacakken uyanırsın soluk soluğa, kalbinde bir çarpıntıyla. gözlerinden süzülen yaşlar habercisidir bunun sadece bir rüya olduğunun.

bundan böyle rüyada bile görülmek istenmeyen şahsa yöneltilen işbu emir cümlesini haykırırsın boşluğa lanetler yağdırarak. girme artık rüyalarıma!

varlığını hissedemiyorsun. sıcaklığı, teni, nefesi, kokusu, hiçbir şeyi yok hayatında artık. tüm bunların acısıyla boğuşurken ve esen yelin, yanağını hafifçe okşayarak geçmesi bile onu hatırlatırken sana, bir de rüyalarında onu görmek zulüm gibi geliyor biliyorum. anlıyorum seni, çok uğraştın onu unutabilmek için. başka şeylere odaklandın. belki bir hobiye sarıldın, belki kitaplara, filmlere... gezdin dolaştın. yeni insanlarla tanıştın. tam tersi, belki de eve kapattın kendini, asosyalliğin dibine vurdun. karanlık odanda, kucağında bilgisayarın, saatlerce internetin başında zaman öldürdün. belki de zamana bıraktın rutin hayatını yaşayarak. tüm bu emeklerine ve dibe vurmuş hislerine rağmen utanmadan rüyana girip iyice allak bullak ediyor seni. zor...

aslında kendine isyanın ve feryadın. bu cümlenin muhatabı yok karşında. onun hala, bilinçaltında tüm ağırlığıyla yer kapladığını fark ettiğin ana tüm yakarışın.

ukte: psychedelic grunge
yapmak için delirip yapamadığınız şeyler varsa birine dair içinizde, ve o tüm bunlardan habersiz çekip gitmişse, yastıktaki ıslaklıkla uyandığınızda yalvarırcasına söylediğiniz cümledir.

karşınızdadır... gitmemiştir içinizden. hala sizindir. hala sıfatı vardır. "hiçbir şey"iniz olmamıştır henüz, "sevgilim"dir adı dilinizde ve içinizde aynı dayanılmaz sancı, resmen kesiyorlar gibi karnınızı; özlem...
burnunuzda tütüyordur. koşar sarılırsınız, bırakırsınız kendinizi kollarına. ve o an yaşlar dökülmeye başlar gözlerden yanaklara, sonra onun omzuna. burnunuza dolar kokusu ve özleminiz azalacağına artar içinizde. ne vücudunun sıcaklığı, ne kokusu, ne teninizde gezen nefesi, ne teni, ne sizi saran kolları... hiç bir şeyi yetmez olur. doymak için çıldırırsınız ona. içinizde bir yerlerde bunun "son" olacağını biliyorsunuzdur. gidecektir, ve bir daha ona belki de merhaba bile diyemeyeceksinizdir. dudaklarınızda teninin sıcaklığını hissettiğiniz an daha da şiddetlenir yaşı gözlerinizin. durur ve gözlerinin içine bakarsınız yaşların arasından. eğilip dudaklarına son kez onlarında tadını damağa kazıyacakken birden yastığın nemiyle uyanıp gerçekten ağladığınızı farkedersiniz. ve tadına kanamamış dudaklardaki acıyla bir isyan dökülür "gelme artık rüyalarıma"
yatağa girerken aslında hiç akılında yoktur ve çok güzel,eğlenceli vakit geçirdiğin bir günün ardından huzurla yatağına yatarsın.güzel hayaller kurarak uyumaya çalışırsın ve sızarsın.ama uyuduktan sonra işler değişir.belki de 1 sene belki de 2 sene önce çoktan yollarınızın ayrıldığı ve o gün bugündür yüzünü bile görmediğin,sesini bile duymadığın insan biranda karşında beliriverir.kalbin hızlı hızlı atar,heyecanlanırsın,ne yapacağını bilemezsin.gerçek gibidir ve gerçek olmasına kendini inandırmışsındır.eğilir kulağına güzel şeyler fısıldar.seni özledim,seni seviyorum gibi şeyler.kendi kafanda 1-2 sene öncesine gidersin ve bütün vücudunu saran bir mutluluk hissedersin.sabah olup uyandığında yüzünde hala bir tebessüm,hala bir mutluluk ve huzur belirtisi olur ama bu süreç sadece 2 dakika sürer malesef.telefonuna bakarsın bir sürü mesaj görürsün yine heyecanlanırsın ama nafile gereksiz insanlardan gelen gereksiz mesajlardır onlar.işte daha dün çok güzel eğlendiğin,iyi vakit geçirdiğin tüm o anlar hafızandan silinir ve bütün gününü mahvedecek,kafanı kurcalayacak o rüya ile başbaşa kalırsın.işte bu yüzden bazen haykırmak gerekir.girme artık rüyama,gelme artık yanıma diye.
acı çeken kişinin isyanıdır. genelde unutulmaya çalışılan kişi'nin rüyalarınızda olması sizi delirtir. kopmaya çalışırken bir türlü kopamamak delirtir.
(bkz: çık içimden bihter)
defol git hayatımdan,
bari uykularımı rahat bırak,
kabus bu rüya değil,
artık içimi yakma,
kime diyom ya, kime,
girme artık rüyalarıma.