bugün

şimdi sen orada öylece duruyorsun ama bir gün gideceksin...
ellerin tenime yapışmış, tenimi de sıyırıp gideceksin.
ve çıplak uğursuz sancılı kalacağım yaslı şiirlere sinecek kokum.
uğultulu kalabalıklarda daha çok sıkılacağım.
rast gelmeyiz!
kimse aramıyor halimi hatrımı sormuyor diye sövmeyeceğim, kendime sövme isteğim çok daha ağır basacak çünkü!
şimdi sen orada, öyle şensin ki!
şakıyan bülbül gibi gülü incitmeden öylece duruyorsun ama bir gün, gideceksin.
saçların boynuma dolanmış oysa, katlime ferman olup gideceksin.
ve tiksineceğim içinde sesini barındırmayan kuru gürültüden.
midem bulanacak.
cam bi fanusun içinde unutulmuş olacağım veya kilitlenmiş bir dolaba.
kerpetenle sıkıştırılmış gibi iç organlarım...
bu senin gidişin büyük hezeyan yaratacak...
bir deliyle bile kıyaslanamayacağım!
çılgınca dönüp duracağım kendi etrafımda nerede iflas ederse bedenim orada belki kurtulacağım.
şimdi sen orada öylece duruyorsun...
evet güzel bakıyorsun evet evet siniyorsun içime tek yanağında bi çukur açılıyor oraya gömülmek istiyorum ama sana kıyamıyorum. bir şey söyleme ahh şimdiden çılgınlaşıyorum öyle dur!
gidişin büyük hezeyan olacak, daha beter olacak.
öyle dur coşuyor içimde bir şeyler!
gidişin kıyamet olacak seziyorum.
öyle dur öyle dur ahh öyle dur!
"durdum baktım arkandan
sen, giderken
bana bir hoşçakal bile demeden
giderken

insan neler duyar anladım
o zaman
can alıp başını bedenden
alıp başını giderken*"
Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

Her kederin tesellisi bulunur, üzülme
insan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir

Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
O günlerce gecelerce sevişmelerimizi

Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır
**
(bkz: aşk acısından verem olmak)