bugün

nüfusunun yüzde 50'sinin 28 yaşının altında olan türkiye'nin olimpiyatlarda yaşadığı başarısızlıktır.
genç nüfusun kahve köşelerinde, iddaa peşinde, internetcafelerde, ps3 cafelerde sürtmesinden mütevellit ortaya çıkan durumdur. kütüphanelere bakın sinek avlıyorlardır. genç nüfusun varlığı tek başına bişey ifade etmez. eğer bu genç nüfus bilinçsizse, futbolun, bilmem neyin peşinden gidiyorsa memlekete daha yük bile olurlar. iki yılda bir sınıf geçip 30 yaşına kadar üniversitede devlete yük olan genç nüfusumuz bile az değil..
çocukların spora olan meyilini engelleyip eve kapatan, onların internet bağımlısı olmasını sağlayan bir toplumda doğal olandır.
birde sporcunun formasını, vücut hatlarını vs sporundan önde gören sapkın bir anlayışta vardır büyük bir utanç örneği olan bu kişileri kınıyorum!
genç nüfusunun aklı bir karış havada olduğu içindir.
Salt genç nüfusla olimpiyat başarısı sağlanacağını düşünmenin kolaycılık olduğunu düşündüren sözdür.
genç nüfusun ekmek derdinde olduğu ülkedir.
niceliğin değil niteliğin önemli olduğunun göstergesidir.
Güzel mevsimli Anadolu'nın Türkleri yumuşattığıdır.
tecrübesizlik abidesidir.
Olimpiyatlarda yer alan, Taekwando, Su Topu, Judo, Atıcılık, Binicilik, Cimnastik, Eskrim gibi sporları hiç izlememiş gençler nasıl bu sporlara özenip başvurabilirler ki. Futbol da bile Şampiyonlar ligi, Lig maçları gibi organizasyonları şifreli yayınlayarak ülkemizde sporun izlenmesinin önünü kesip sonrada başarı beklemek gibi bir ahmaklığı anlamıyorum. (Sözüm konuyu açana değil). Örneğin çoğumuz karasal yayında ki maçları izleyerek Tanju, Rıdvan, Selçuk, Hakan, Uğur, Erdal, Orhan, Hami olduk. Sonra Dünya 3.'lüğü, Avrupa şampiyonasında çeyrek ve yarı finaller, UEFA ve süper kupalar yaşadık. Şimdi yeni yetişen nesil rüya takım Barcelona'yı, Real Madrid'i Milan'ı izliyor. Karşılarında örnek alacakları yerli hiç bir futbolcu yok. Mesela Mahmut Demir' i izleyen Hamza Yerlikaya asrın güreşçisi oldu. Naim Süleymanoğlu ile büyüyen Halil Mutlu dünyaları kaldırdı. Sonrada yavaş yavaş çöküş başladı. Dopingler, şikeler, bahisler vs. ve tabi ki zengin patronlar sporu istedikleri gibi yönettiler. Kendi çıkarları için sporun içine ettiler. Keşke böyle gelmiş böyle gider mantığı devam etseydi de eski köye yeni adetler getirilmeseydi. Bu sayede gençler biniciliğin kızlara karşı uygulanan sex amaçlı bir aktivite değil, at ile yapılan gerçek bir spor dalı olduğunu anlarlardı.
sporu seven ancak başarıyı yakalamak için teknik alt yapıya gereken önemin verilmediği, teknik yetersizliklerin had safhada olduğu ülkedir, Türkiye'dir.
malesef bugüne kadar her olimpiyatta yaşanan durum.