bugün

De ki: Yeryüzünü gezin de bakıp görün, nasıl yaratmaya başlamıştır; sonra Allah ahiret yaşayışını da meydana getirecektir; şüphe yok ki Allah'ın her şeye gücü yeter. Ankebût Suresi 20. Ayet

ilk cümle allahın nasıl yaratıldığınızı araştırın öğüdünün altını çizmek isterim. kendine müslümanım diyen bir kısım insanın cahillliğini üzerinden atabilmesi adına.
1- Ey insanlar! Rabbinizden hakkıyla sakının (da emirlerini tutup yasaklarından kaçının)! Çünkü o (kıyamet) anının zelzelesi gerçekten pek büyük bir şeydir. (Artık o manzarayı zihninizde canlandırın da, Rabbinizin emri üzere takva elbisesine bürünerek, o günün zorluklarından kendinizi kurtarmaya çalışın.

2- Onu göreceğiniz gün, her bir emziren dişi dehşete kapılarak emzirdiğinden (gafil bir halde) geçip gidecek/emzirdiğinden alıkonacak/emzirdiğini unutacak/her bir yük sahibi (gebe) de (vakitsiz olarak) yükünü düşürecektir. (Ey gören! O gün) sen insanları sarhoşlar (gibi) görürsün. Oysa onlar (gerçekte) asla sarhoşlar değildirler, lakin Allah’ın azabı pek şiddetli (olduğundan, onların aklını başlarından almış ve temyiz kabiliyetlerini gidermiş)dir.

imran ibni Husayn (Radıyallahu anh)dan rivayet edildiğine göre; bu iki ayet Beni Mustalik gazvesinde nazil olduğu gece Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanları toplayarak bu ayetleri onlara okuduğunda, o geceden daha fazla hiçbir gecede ağlandığı görülmedi. Sabah olunca sahabe-i kiram yüklerini hayvanlarından indirmediler, çadırlarını kurmadılar, yemek de pişirmediler. insanlardan kimisi ağlıyor, kimi de üzgün bir halde oturmuş düşünüyordu. Bunun üzerine Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Bu (ayette bahsedilen gün) hangi gündür?” diye sorunca: “Allah ve Rasülü bilir!” dediler. Rasülllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Allah-u Teal’nın adem’e: ‘Kalk, zürriyetinden cehenneme gidecekleri gönder!’ buyuracağı gündür! O zaman Âdem: ‘Cehenneme gidecekler ne kadardır?’ diye soracak, Allah-u Te`ala da: ‘Her binden dokuz yüz doksan dokuzdur!’ buyuracaktır”dedi.

Hac süresi 1 ve 2'nci ayetler.
"alırsan land rover almazsan game over.".

şaka la: 69.
Ey iman etmiş olan kimseler! Zanların bir çoğundan uzak durun! Zira şüphesiz ki birkısım zanlar (ve tahminler) büyük bir günahtır. (Bir kısım zanlar ise mubahtır, nitekim dünya işlerindeki tahminler bu kabildendir. Öyleyse aklınıza gelen düşüncenin hangi kısımdan olduğunu iyice anlayabilmeniz için, her düşündüğünüzü rahatça konuşmayıp, ihtiyatlı davranmanız ve sizi günaha sokacağından emin olmadığınız birçok zandan sakınmanız gerekir.) Bir de (birbirinizin) ayıp(larını) araştırmayın (ve Müslümanların örtmeye uğraştıkları şeyleri açmaya çalışmayın), bir kısmınız diğer bir kısmı (ardından kötüleyerek) gıybet de etmesin! Sizin biriniz, ölmüş haldeki kardeşinin etini yemeyi sever mi? Tabii ki onu hiç istemezsiniz! Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının (da, yasaklarına bulaşmayın)! Şüphesiz ki Allah, (tevbeleri çokça kabul eden bir) Tevvab’dır; (yasaklardan sakınanları çok esirgeyen bir) Rahim’dir.

Hucurat süresi 12'inci ayet.
"allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."

bakara sûresi 286. ayet
(Habibim!) De ki: “Ey insanlar! Gerçekten de size Rabbinizden o hak (olan Kur’an) gelmiştir. Artık her kim ki (ona inanarak) hidayet bulmuştur, o ancak kendisi(nin menfaati) için hidayete ermiştir. Kim de (inkar ederek) sapıttıysa, o da sadece kendi aleyhine sapmıştır. Zaten ben sizin üzerinize bir vekil değilim (ki, sorumluluğunuzu yükleneyim yahut cezanızı vereyim)!”

Yunus 108'inci ayet.
17:83 - Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.

39:53 - De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."
âli imran 19: Şüphesiz Allah katında din islâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir. (diyanet işleri meali).
"Allah, mü’minlerin kalplerini, düşüncelerini birbirine ısındırdı. Sen, yeryüzünde bulunan her şeyi harcasaydın onların gönüllerini böylesine birbirine ısındıramazdın. Fakat Allah onların aralarını bulup kalplerini, düşüncelerini kaynaştırdı. O kudretlidir, hikmet sahibi ve hükümrandır."
Allaha inan köle.
Sizin birinize ölüm (emareleri) gelmeden önce, Bizim size rızık olarak vermiş olduğumuz şeylerin bir kısmını (ahirete bir hazırlık olarak, muhtaçlara) infakta bulunun ki, sonra (zoru görünce): “Ey Rabbim! Beni(m ölümümü) pek yakın bir süreye kadar geciktirseydinya, bolca sadaka vereydim ve (Sana karşı vazifelerini yerine getiren) salih kimselerden olaydım!” deyiverir.

Münafık süresi ayet 10.
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?
(EN'AM SURESi / 32)
Nahl suresi 90.Ayet: Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
“Yumuşak yanıt gazabı yatıştırır, Oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir.”

‭‭SÜLEYMAN'IN ÖZDEYiŞLERi‬ ‭15:1‬
“Sakın kimse kötülüğe kötülükle karşılık vermesin. Birbiriniz ve bütün insanlar için her zaman iyiliği amaç edinin.”

‭‭1. SELANiKLiLER‬ ‭5:15‬
“Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir?”

‭‭MATTA‬ ‭6:27‬
KASAS SURESi 88.AYET
Allah'la beraber diğer ilahlara dua etme. Ondan başka ilah yoktur. Onun vechinden başka her şey yok olacaktır. Hüküm onundur ve siz ona döndüreleceksiniz...
1- Gördün mü o dine yalan diyeni?
2- işte yetimi itip kakan odur!
3- Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
4- Fakat veyl o namaz kılanlara ki,
5- Namazlarında yanılmaktadırlar.
6- Onlar ki, gösteriş yaparlar.
7- Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler).
maun(1-7) / Kur'an-ı Kerim
Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik eder. Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor. Allah'ın lütfu geniştir. O herşeyi bilendir. Bakara-268
إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ  : “Allah sabredenlerle beraberdir” (2-153)
Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah´ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.

enfal suresi/ 2. ayet.
iman edip iyi işler yapanları, muhakkak sâlihler (zümresi) içine katarız.

ankebut suresi / 9. ayet
Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir, cam inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Allah insanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.

nur suresi / 35. ayet

imam Gazâli, Nûr 35. ayetin tefsirini yaptığı risalesinde şunları söylüyor: “Göz için güneş ışığı ne ise, akıl için de Kur’an ayetleri odur. Zira gözün eşyayı görmesi ancak güneş ışığıyla tamamlandığı gibi, aklın hakikatleri idrak etmesi de ancak Kur’an ayetleri, yani Allah kelamı ile tamamlanır. Şu halde, nasıl güneş için nûr deniyorsa, Kur’an’a da nûr denir ve Kur’an, nûr ismini almaya daha lâyıktır.” (Mişkâtü’l-Envâr/Nûr Kandili, s. 177)
Hani Meryem oğlu isa (peygamber olarak gönderildiği Yahudi milletine hitaben): “Ey israiloğulları! Gerçekten de ben, kendimden önceki Tevrat’ı doğrulayan ve ismi Ahmed olup benden sonra gelecek olan pek kıymetli bir Rasulü müjdeleyen biri olarak Allah’ın size elçisiyim!” demişti. Fakat o onlara (ölüleri diriltmek, körleri ve alaca hastalarını iyi etmek gibi) çok açık mucizeler getirdiğinde (, inanacakları yerde): “işte bu pek açık bir büyüdür!” demişlerdi. (Artık isa (Aleyhisselâm)`a inanmayan Yahudilerin, onun müjdelediği ahir zaman peygamberine inanmaları nasıl beklenebilir?)

Alusî tefsirinde zikredildiğine göre; incil’de isa (Aleyhisselam)ın şu sözü nakledilmiştir: “Benim Allâh’a gitmem sizin için çok hayırlı olacaktır, çünkü ben gitmezsem Faraklit size gelemez! Ben gittiğim zaman onu size göndereceğim. Benim çok söyleyeceklerim var ama siz onları kaldıramazsınız. Ama o size gelince bütün hakikatlere sizi irşad edecektir. Çünkü o kendi katından konuşmayacaktır, bilakis vahiy olarak işittiklerini anlatacaktır, tüm gelecekleri size bildirecektir ve Rabbime ait olan tüm vasıfları size anlatacaktır. Eğer beni seviyorsanız bu vasiyetlerimi iyi tutun. Gerçi ben de sizi yetim olarak bırakacak değilim, zira pek yakında tekrar geleceğim!” isa (Aleyhisselam)ın bu sözlerinde geçen “Faraklit”, ilim ve ihtisas sahibi olan bazı Hristiyanlar tarafından: “Hamdedici” manasıyla tefsir edilmiştir ki bu, “Ahmed” isminin karşılığıdır. Artık Allâh’ın, gözlerinden taassup perdesini açtığı kişiler, bu “Faraklit” tabirinden Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in kastedilmiş olduğunu kolayca anlar. isa (Aleyhisselam)ın, “Kendisinin yakında gelecek olduğu”nu müjdelemesi ise, Deccalı öldürmek ve islâm dinini dünyaya hâkim kılmak üzere, Rasulullah (Salallahu Aleyhi ve Sellem)in ümmeti olarak âhir zamanda gökten ineceğinin bir ifadesidir! (Alusi tefsiri)

Saff süresi 6'ıncı ayet.
Ey ademoğulları! Her secde vaktinde (namaz kılacağınız veya tavaf yapacağınız zaman avret yerlerinizi örtecek) elbisenizi/ziynet(li ve süslü giyecekler)inizi alı(p giyini)n! (Helallerden hoşunuza giden tüm etli ve yağlı yiyecekleri) yiyin, için, ama (helali haram ederek yahut harama bulaşarak veya tokluk sınırını aşarak) israf etmeyin Şüphesiz ki O (Rabbiniz), israfçı kimseleri sevmez (ve onların bu yaptıklarına asla rıza göstermez).

Rivayete göre; amir oğullarının, hac günlerinde ölmeyecek kadar az yemek yediklerini, özellikle yağlı yiyeceklerden sakındıklarını ve böylece haclarına tazim ettiklerine inandıklarını işiten bazı Müslümanların da böyle yapmaya meyletmesi üzerine bu ayet-i celile nâzil olmuştur. Bu ayet-i celileden anlaşıldığı üzere; hakkında ayet ve hadis gibi yasaklayıcı bir nass bulunmadığı sürece, yiyecek ve içeceklerin tamamı helaldir. Zira eşyada aslolan ibahadır, ancak müstakil bir delille şeri’atın yasaklamış olduğu şeyler bu serbestliğin dışındadır. Bu konu da ibni Abbas (Radıyallâhu anhüma): “israf ve kibirden ibaret iki haslete sahip olmadığın sürece, istediğini ye, dilediğini iç ve istediğini giyin!” buyurmuştur.

Araf süresi 31'inci ayet.