bugün
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- jose mourinho20
- sari renkli seker13
- sudekiray14
- eve çağıran erko24
- bimde çalışanda akıl var mı17
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı111
- fenerbahçe taraftarı31
- victor osimhen8
- anın görüntüsü28
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı12
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı13
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
Yamru bastım iş değildi hake çakılmak bayırdan
Dağ sıra dağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukarıdan lakayt kehkeşan
Altımda beni hep yutmaya çağladı nehir
Yetişir heceleme(n) sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hegame getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahval değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tıkandıkça bende
Hep seni seslendirir
ismet özel
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
Yamru bastım iş değildi hake çakılmak bayırdan
Dağ sıra dağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukarıdan lakayt kehkeşan
Altımda beni hep yutmaya çağladı nehir
Yetişir heceleme(n) sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hegame getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahval değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tıkandıkça bende
Hep seni seslendirir
ismet özel
Bozuk saat gibiyim, bir geri bir ileri.
Kör kuyunun dibiyim, gelmiyor birileri.
Comegizligizli
Kör kuyunun dibiyim, gelmiyor birileri.
Comegizligizli
Zaten onu hiç sevmedim ben , hiç sevmedim . Yalnızlığımı bölüştüm bir ara hepsi o kadar.
Sonra içten içe gülüştük biraz , bir demet çiçek ,
Niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi falan filan ..
Sonra içten içe gülüştük biraz , bir demet çiçek ,
Niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi falan filan ..
uzaktan seviyorum seni!
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan.
yüzüne dokunamadan.
sadece seviyorum!
öyle uzaktan seviyorum seni!
elini tutmadan.
yüreğine dokunmadan.
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
şu üç günlük sevdalara inat,
serserice değil adam gibi seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni,
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
öyle uzaktan seviyorum seni!
kırmadan,
dökmeden,
parçalamadan,
üzmeden,
ağlatmadan uzaktan seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi,
dilimde parçalayarak seviyorum.
damla damla dökülürken kelimelerim,
masum beyaz bir kağıtta seviyorum.
cemal süreya
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan.
yüzüne dokunamadan.
sadece seviyorum!
öyle uzaktan seviyorum seni!
elini tutmadan.
yüreğine dokunmadan.
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
şu üç günlük sevdalara inat,
serserice değil adam gibi seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni,
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
öyle uzaktan seviyorum seni!
kırmadan,
dökmeden,
parçalamadan,
üzmeden,
ağlatmadan uzaktan seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi,
dilimde parçalayarak seviyorum.
damla damla dökülürken kelimelerim,
masum beyaz bir kağıtta seviyorum.
cemal süreya
gelip size zamandan söz ederler
yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
dahası onlar da bilirler. ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. kolay değildir bunlarla
başetmek, uğruna içinizi öldürmek. zaman alır.
zaman
alır sizden bunların yükünü
o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
dibe çöker. hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. bir
yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
o boşluk doldu sanırsınız.
oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.
gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
dilerim geri teper. yoksa gerçekten
bitmişsinizdir.
zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
anlamları, önemi kavranır. bir zamanlar anlamadan yaşadığın
şey, çok sonra değerini kazanır. yokluğu derin ve sürekli bir sızı
halini alır.
oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...
yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
dahası onlar da bilirler. ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. kolay değildir bunlarla
başetmek, uğruna içinizi öldürmek. zaman alır.
zaman
alır sizden bunların yükünü
o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
dibe çöker. hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. bir
yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
o boşluk doldu sanırsınız.
oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.
gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
dilerim geri teper. yoksa gerçekten
bitmişsinizdir.
zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
anlamları, önemi kavranır. bir zamanlar anlamadan yaşadığın
şey, çok sonra değerini kazanır. yokluğu derin ve sürekli bir sızı
halini alır.
oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
(bkz: attila ilhan)
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
(bkz: attila ilhan)
canım,
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım.
his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış.
çok sevince anladım.
hayat, o evde yerin yok diyor. yerini bil.
evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim.
hala güzel olduğunu bilmeden, güzel duranı seviyorum.
ellerini takip ediyorum,
hala.
elin ısısıyla kalbin ısısı birbirine ne yakınmış.
kalp sıkışıyor, el buz.
yüzümü yağmura uzatsam geçecek diyorum.
geçmiyor.
ev buz.
anlamaktan yoruldum.
sarılmaktan.
sen, o evde - sarılmaktan korkanların en uzağında dur, olur mu?
öyle birine aşık ol ki, her şeyi unut. dans etmeyi hatırla.
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sev.
çok sev. çok küs. çok barış.
ellerini takip et sonra.
ellerinde ne gördüğümü bulursan sonunda,
gülümse.
güzel gülene aşık ol.
aşık olursan bir gün benim kadar.
yüzünü yağmura uzat…
geçti, geçti desin biri.
hiç geçmesin…
artık senin de bir şiirin var!
geçti…
geçti…
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım.
his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış.
çok sevince anladım.
hayat, o evde yerin yok diyor. yerini bil.
evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim.
hala güzel olduğunu bilmeden, güzel duranı seviyorum.
ellerini takip ediyorum,
hala.
elin ısısıyla kalbin ısısı birbirine ne yakınmış.
kalp sıkışıyor, el buz.
yüzümü yağmura uzatsam geçecek diyorum.
geçmiyor.
ev buz.
anlamaktan yoruldum.
sarılmaktan.
sen, o evde - sarılmaktan korkanların en uzağında dur, olur mu?
öyle birine aşık ol ki, her şeyi unut. dans etmeyi hatırla.
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sev.
çok sev. çok küs. çok barış.
ellerini takip et sonra.
ellerinde ne gördüğümü bulursan sonunda,
gülümse.
güzel gülene aşık ol.
aşık olursan bir gün benim kadar.
yüzünü yağmura uzat…
geçti, geçti desin biri.
hiç geçmesin…
artık senin de bir şiirin var!
geçti…
geçti…
"Karanlık koridorda ve yine 7 yaşındayım sanki.
Salon kapısına kadar koşmak ile bağırarak şarkı söylemek arasında gidip geliyorum.
Halbuki bi gülümsesen tüm ışıkları yanacak şu evin..."
Salon kapısına kadar koşmak ile bağırarak şarkı söylemek arasında gidip geliyorum.
Halbuki bi gülümsesen tüm ışıkları yanacak şu evin..."
Ahmet oktay-geç saat
Yorgundu. Düş görürken
-ölmüş müydü ölüyor muydu?
fidana dokunduğu an açıvermişti gonca-
elinden düştü kitap
kalem de
şuydu altını çizdiği cümle:
Kierkegaard'tan,
'Üzüntüm, kal'amdır benim'
Yorgundu. Düş görürken
-ölmüş müydü ölüyor muydu?
fidana dokunduğu an açıvermişti gonca-
elinden düştü kitap
kalem de
şuydu altını çizdiği cümle:
Kierkegaard'tan,
'Üzüntüm, kal'amdır benim'
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci…
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci…
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
nfk-kaldırımlar
nfk-kaldırımlar
Doktor doktor kalksana
Lambaları yaksana
Atam elden gidiyor
Çaresine baksana.
Lambaları yaksana
Atam elden gidiyor
Çaresine baksana.
bakma gökyüzüne
çoban yıldızının ışığında yüzmüyorum artık!
ölümden kaçıp sabaha sığınan akşamların içindeyim
düğümlenmiş bir öykünün çirkin yüzünde
elleri uzanıyor akşamların,elleri dokunuyor saçlarına
karanlığın gamzesinden taşıyor bakışların
gözlerinde güvercin huzurunu saklıyorsun
sesin,soluğun yeni yağmış çiğ tanesi gibi taze
işte bu harfleri, kelimeleri senin için yarattı tanrı
konuşsan, dökülecek şeytanlarımızın taşları
bir konuşsan, ama en kırmızısıyla acının
uykusundan ağlayarak uyanacak maviyi doğuran kadın.
çoban yıldızının ışığında yüzmüyorum artık!
ölümden kaçıp sabaha sığınan akşamların içindeyim
düğümlenmiş bir öykünün çirkin yüzünde
elleri uzanıyor akşamların,elleri dokunuyor saçlarına
karanlığın gamzesinden taşıyor bakışların
gözlerinde güvercin huzurunu saklıyorsun
sesin,soluğun yeni yağmış çiğ tanesi gibi taze
işte bu harfleri, kelimeleri senin için yarattı tanrı
konuşsan, dökülecek şeytanlarımızın taşları
bir konuşsan, ama en kırmızısıyla acının
uykusundan ağlayarak uyanacak maviyi doğuran kadın.
Seni sevmek nedir bilir misin?
Hisseder misin gecenin bir yarısı,
Aklıma sen gelipte uyandığımı!
Sonra sırtımı duvara yaslayıp,
Beklemenin verdiği tüm ümitle,
Seni derin derin özlediğimi...
Hisseder misin gecenin bir yarısı,
Aklıma sen gelipte uyandığımı!
Sonra sırtımı duvara yaslayıp,
Beklemenin verdiği tüm ümitle,
Seni derin derin özlediğimi...
umursamıyorum yılgınlığımı falan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
"belliydi
okşadığın zamanlarımın
bedeli olacağın,
yok olacağın,
bir gün âniden
olmayacağın...
olsun,
boğazdaki gemilerdeyim
camları kırık bir evdeyim
dilinle damağıma çizdiğin
dairelerdeyim
anlamı yok,
yok diye direnmenin..."
(bkz: mehmet ersoy)
okşadığın zamanlarımın
bedeli olacağın,
yok olacağın,
bir gün âniden
olmayacağın...
olsun,
boğazdaki gemilerdeyim
camları kırık bir evdeyim
dilinle damağıma çizdiğin
dairelerdeyim
anlamı yok,
yok diye direnmenin..."
(bkz: mehmet ersoy)
Çokluk Senindir
özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
suya giden bir adam meselâ omuzunu eğri tutsa
güneş su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir
çünkü bir silâh gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir
turgut uyar
özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
suya giden bir adam meselâ omuzunu eğri tutsa
güneş su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin suyunun bıraktığı güçler artık senindir
çünkü bir silâh gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir
turgut uyar
Boşversene Biz Aşık Olmayalım Birbirimize.
Boş versene biz aşık olmayalım birbirimize..
Konserlere gidelim, maça gidip küfür edelim, uçurtma uçuralım, kumsalda uzanıp deli gibi içelim..
Gecede yıldızlara bakabiliriz..
Bisikletle gezerken yagmur yagsın, sırıl sıklam olalım..
Bisikletin zinciri atsın, sen yine ellerini kirlet yaparken ben sileyim..
Bana kek yap..
Balık tutalım, sonra tekrar denize atalım.
Boş ver aşık olmayalım biz bebeğim.
Aşk korkutucu, aşk yorucu, aşk zarar verir..
Beraber eğlenelim en iyisi, ama hep ve tek benimle uyu..
Ah Muhsin Ünlü
Boş versene biz aşık olmayalım birbirimize..
Konserlere gidelim, maça gidip küfür edelim, uçurtma uçuralım, kumsalda uzanıp deli gibi içelim..
Gecede yıldızlara bakabiliriz..
Bisikletle gezerken yagmur yagsın, sırıl sıklam olalım..
Bisikletin zinciri atsın, sen yine ellerini kirlet yaparken ben sileyim..
Bana kek yap..
Balık tutalım, sonra tekrar denize atalım.
Boş ver aşık olmayalım biz bebeğim.
Aşk korkutucu, aşk yorucu, aşk zarar verir..
Beraber eğlenelim en iyisi, ama hep ve tek benimle uyu..
Ah Muhsin Ünlü
kelimelerin kifayet aradığı saatlerde yanımda olmayışının tek başına bi anlamı olmalıydı, yoksa nasıl geçerdi bu saatler kifayetsiz ve sensiz.
terk edilmenin de bir adabı vardır. önce ağır ağır sözler söyleyeceksin, sonra bir kaç iyiymiş gibi laflar daha sonra hiç iyi olmayacakmış gibi laflar ve ağlayıp bir tokat atıp terk edeceksin. olmuyor böyle her gün acabalarla yaşamak, ya öldür yada hiç vurma.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar