bugün

--spoiler--
sevgilim hayat zor ama sen çok güzelsin
hayatın zorluğuna inat senin güzel oluşun
kargışlı misillemesin, bir nevi sabotajsın ümitsizliğe
yırtar konişmentoları senin hudutsuz sevişin
seni çay içerken izlemek
seni çay doldururken
seni demlerken çayı
kimseler inanmasa da düpedüz sevap
o usulcacık düşen Müslüman bedenlerin
kapanmayan hesabı ödemesi gibisin
bana da rahmet! bana da şehitlik!
bana da böyle bir ödeme planı nasip eyle ya Rabbi,
böyle ivedi aşka, böyle kuşkusuz ve nakit!
--spoiler--
Alper Gencer şiiridir. şahsi fikrimce süperdir.

yirmisekizmayısikibinonsaatonikiotuzantalya

denizleri ve gemileri yaradana hamd olsun

ve tavşan kanı çay için ne kadar sevinsem az

şu demire “vira!” diyen ağızlar ne güzeldir

ne güzeldir başlamakla bitebilen yolculuk

işte sanki nuh, toparlanıp geçiyor

karşı kıyısına koşulsuz merhametin

bir tarafta asasız vicdan

musasız asa

çaysız bırakılmışlık

öbür yanda kalkan gemilerin ardından

gemisiz kaldığına pişman kalabalık

tam ortada gazze’ye gün be gün yürüdükçe

cennet kapısını zorlayan

bir ibadet ayini

çay içerek ibadet etmek ne güzeldir

sevgilim hayat zor ama sen çok güzelsin

hayatın zorluğuna inat senin güzel oluşun

kargışlı misillemesin, bir nevi sabotajsın ümitsizliğe

yırtar konişmentoları senin hudutsuz sevişin

seni çay içerken izlemek

seni çay doldururken

seni demlerken çayı

kimseler inanmasa da düpedüz sevap

o usulcacık düşen müslüman bedenlerin

kapanmayan hesabı ödemesi gibisin

bana da rahmet! bana da şehitlik!

bana da böyle bir ödeme planı nasip eyle ya rabbi,

böyle ivedi aşka, böyle kuşkusuz ve nakit!

işte bir ibadetten ötekine geçilircesine

bir rahiple bir imam omuz omuza

çay içmeyi bırakıp namaza durduklarında

dünyanın en kaygan ipindeki adamlar

cayır cayır tutuşan bir aşka salınırken

esas iple inseler dayağı yerler miydi!?

avuçlarım ellerimin içine çöküyor

bir atın üstünde son sürat sövüyorum

şu çaya inanmayan yezid sürüsü

şu itlere sövdükçe güzelleşirim

diye inanmak geçiyor omuzlarımdan

kendi şerefine hainsin sen

gitmen gereken yeri seni o gemide boğmamamdan bil

ama seni adil bir kavgada

paramparça ederdi hamza

musa sen gibiler yüzünden vurdu kendini dağlara

senin eğriliğindi onu allah’la konuşturan

isa kardeşi yakup ile

senin yüzünden döktü gözyaşlarını

ali, o güzel resulü için

zülfikar’ı çıkartır ve savaş biterdi

tarih boyu cehaletin dönüştürdü öfkeyi

sana doğru büyüyen bitmez bir düşmanlığa

paranoyaksın

korkuyorsun

kendini seçilmiş sanıyorsun seçilmişler arasında

zalimsin ey israil, zulmün kendi yaradılmışlığına!

nükleer bir tehdit sayıyorsun kendini amma

hızır’a ve meleklere gücün yetmez ki

senin semaverin yok, demliğin yok, demin yok

senin ateşin yok bir bardak çayı kaynatmaya

ve muhabbet ehline selam olsun

unutma, unutturma, utan, usandırma

korun sen de kendinden hıncahınç kalabalık

yarıl sen de ortandan körlüğe büyüyen uyku

bizim şarkımız bu söylendikçe uzayan

ve bitmeyen bir gökkuşağı olmalı

bizim gemimiz bu biz içindeyiz

hepimizin çay içtiği taraftan bakılırsa

hepimiz o geminin içinde değil miyiz!

üçhaziranikibinonsaatikikırkbeşistanbul

uçakları uçurup indirene hamd olsun

çay içmek çok güzel bir duygudur kardeşim

gemimiz dünyanın bütün limanlarına yanaştı

şehitlerimizin berrak kanı akdeniz’e karıştı

şarkımız gazzeli çocukların kulaklarına ulaştı

tarih tasavvuru parçalandı siyonistin

dünya bir gemi, dünya mavi marmara

israil vicdanın ablukasında

ve bundan böyle ona çay falan yok !