bugün
- suratı sabunlamak10
- aleyna tilkinin annesi vs melis sezen'in memeleri8
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- anın görüntüsü16
- öğretmen maaşları18
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü20
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- macar bakanının türklük açıklaması12
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler13
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bir erkeği cezbeden şeyler11
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay19
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- fenerbahçe8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek13
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
üstnot: başlıkta bahsi geçen 'bulvar' ibaresi tüm yağız gençlerimizin zamanında sayfa sayfa hatmettiği bulvar gazetesidir.
yıllar yılı okuyup medya piyasasının altını üstüne getirip, kendini yetiştirmek adına türlü türlü ızdıraplar çeken akabinde zımparayla 31 çekmekten beter olunan vahim durum. tirajı yüksek gazetenin birinde en kötü ihtimal muhabir bilemedin basım bölümünde çalışırdım diye hayaller kurarkene ansızın çalan telefon akabinde başlanılan bulvar gazetesinin köşe yazarlığı.. malumunuz bulvar gazetesinin köşe yazarlığıda erotik hikayeler düzmektir. her görülen her girilen ortama sevişen bir çift insan serpiştirmekse aslında işinizin 8 saatlik mesaiyle sınırlı olmadığının kanatı olsa gerek
--------
vapur;
vapurun son seferiydi saat 23:30 sularıydı kaptan kamarasının önünden geçerken içerden hırlamaya benzer sesler duyuyordum. ellerimle siper edip camdan içeri baktığımda kaptanın gemiyi iskeleye bağlamakta kullandığı
'halat'ı iki eliyle sıvazladığını gördüm merakım git gide artıyordu
herşey bittiğinde kaptanın elindeki şeyin halat olmadığını anlamıştım. bu bana pahalıya patlamıştı. yorgunluktan ayakta duracak halim yoktu. deniz gerçekten güzel görünüyordu...
şehirler arası otobüs;
uzun yolculukları seviyordum. nedeniyse daha önce yaşadığım maceralar olsa gerek. git gide seyrekleşen otobüste birkaç yolcu kalmıştı. kaptan ansızın otobüsü kenara çekiverdi dağların arasında. daha sonra kalan yolcular telaş içinde nolduğunu sordu. gecenin 3.30'uydu. daha sonra kaptan orta kapıya ilerleyerek uyuma bölmününün kapısını açtı ve otobüse üstlerinde beyaz üçgen don bulunan 5 adet zenci mülteci doluştu. herkes şoktaydı. insanları asıl şoka sokan şeyse zencilerin cüzdanlarını donlarında saklamalarıydı en azından biz öyle sanıyorduk..
gün ışımaya başladığında kaptanın 'yarım saat g(ç)ay ve (d)inle(n)me molası' verdiğini anlıyorduk. daha sonra yola koltuğunun altında ki yastıkla devam ettiğini hatırlıyorum..
halk pazarı;
ellerimdeki poşetler ve bunaltan kalabalık nedeniyle pazarda ilelemek adeta bir işkenceydi. avaz avaz bağıran satıcıların kulak tırmalayan seslerine tahammül etmekse ayrı bi meşakkat. soluklanmak için kalabalıktan çıkıp pazarcıların malzemeleri yükledikleri münübüslerin olduğu tarafa doğru yol alıyordum. eski kasa bir ford minibüsün yanından geçerken içerden inleme sesleri duydum. dikkat kesilince yanılmadığımı anladım. gizlice camdan içeri bakınca gözlerime inanamadım. bakkal şerafettin efendinin karısı fakide teyze pazarın görmüş geçirmiş esnaflarından olan emmoğlu rüstemin sikini iki eliyle kavramış ağzına yüzüne burun deliklerine sürtüyor şifa niyetine. yıllarca brazzers filmlerinde oynamış bi hot bitch edasıyla üstelik yine rüstemin sattığı çiçek desenli atlet ve yarım donuyla. görüntü pek seksi olmasada pozisyonlar gayet zarifti...
işleri bittiğinde pazarcı rüstem fakide karının tüm borçlarını sileceğini bakkal şerafettine de selamlarını ileteceğini söylüyordu.bir selam bin kelamdan derindir dedikleri bu olsa gerek..
------
hayat insanın karşısına umduğunu değil ummadığını hardcore sex tadında sokuyor da ne umutlar ne hayaller sönüp gidiyor..
yıllar yılı okuyup medya piyasasının altını üstüne getirip, kendini yetiştirmek adına türlü türlü ızdıraplar çeken akabinde zımparayla 31 çekmekten beter olunan vahim durum. tirajı yüksek gazetenin birinde en kötü ihtimal muhabir bilemedin basım bölümünde çalışırdım diye hayaller kurarkene ansızın çalan telefon akabinde başlanılan bulvar gazetesinin köşe yazarlığı.. malumunuz bulvar gazetesinin köşe yazarlığıda erotik hikayeler düzmektir. her görülen her girilen ortama sevişen bir çift insan serpiştirmekse aslında işinizin 8 saatlik mesaiyle sınırlı olmadığının kanatı olsa gerek
--------
vapur;
vapurun son seferiydi saat 23:30 sularıydı kaptan kamarasının önünden geçerken içerden hırlamaya benzer sesler duyuyordum. ellerimle siper edip camdan içeri baktığımda kaptanın gemiyi iskeleye bağlamakta kullandığı
'halat'ı iki eliyle sıvazladığını gördüm merakım git gide artıyordu
herşey bittiğinde kaptanın elindeki şeyin halat olmadığını anlamıştım. bu bana pahalıya patlamıştı. yorgunluktan ayakta duracak halim yoktu. deniz gerçekten güzel görünüyordu...
şehirler arası otobüs;
uzun yolculukları seviyordum. nedeniyse daha önce yaşadığım maceralar olsa gerek. git gide seyrekleşen otobüste birkaç yolcu kalmıştı. kaptan ansızın otobüsü kenara çekiverdi dağların arasında. daha sonra kalan yolcular telaş içinde nolduğunu sordu. gecenin 3.30'uydu. daha sonra kaptan orta kapıya ilerleyerek uyuma bölmününün kapısını açtı ve otobüse üstlerinde beyaz üçgen don bulunan 5 adet zenci mülteci doluştu. herkes şoktaydı. insanları asıl şoka sokan şeyse zencilerin cüzdanlarını donlarında saklamalarıydı en azından biz öyle sanıyorduk..
gün ışımaya başladığında kaptanın 'yarım saat g(ç)ay ve (d)inle(n)me molası' verdiğini anlıyorduk. daha sonra yola koltuğunun altında ki yastıkla devam ettiğini hatırlıyorum..
halk pazarı;
ellerimdeki poşetler ve bunaltan kalabalık nedeniyle pazarda ilelemek adeta bir işkenceydi. avaz avaz bağıran satıcıların kulak tırmalayan seslerine tahammül etmekse ayrı bi meşakkat. soluklanmak için kalabalıktan çıkıp pazarcıların malzemeleri yükledikleri münübüslerin olduğu tarafa doğru yol alıyordum. eski kasa bir ford minibüsün yanından geçerken içerden inleme sesleri duydum. dikkat kesilince yanılmadığımı anladım. gizlice camdan içeri bakınca gözlerime inanamadım. bakkal şerafettin efendinin karısı fakide teyze pazarın görmüş geçirmiş esnaflarından olan emmoğlu rüstemin sikini iki eliyle kavramış ağzına yüzüne burun deliklerine sürtüyor şifa niyetine. yıllarca brazzers filmlerinde oynamış bi hot bitch edasıyla üstelik yine rüstemin sattığı çiçek desenli atlet ve yarım donuyla. görüntü pek seksi olmasada pozisyonlar gayet zarifti...
işleri bittiğinde pazarcı rüstem fakide karının tüm borçlarını sileceğini bakkal şerafettine de selamlarını ileteceğini söylüyordu.bir selam bin kelamdan derindir dedikleri bu olsa gerek..
------
hayat insanın karşısına umduğunu değil ummadığını hardcore sex tadında sokuyor da ne umutlar ne hayaller sönüp gidiyor..
universitede gazetecilik okurken yasanan asiri iliskilerin verdigi etki durumu.
güncel Önemli Başlıklar