bugün

Dağıtıcılar, başbayi, bayi ve müvezzi (dağıtıcı) olarak üçe ayrılırdı. 19 yy’ın ilk yarısında gazete sadece sabit dükkânlarda, Beyoğlu’nda kitapçılarda ve istanbul tarafında tütüncü dükkânlarıyla bazı sahaflarda satılırdı. Kırım Savaşı (1853-1856) ile en son haberleri içeren ilave yayınlan başladı. Bunlar gazete satış saatinin dışında müvezziler tarafından “yazıyor” diye bağırılarak satılırdı. Bunun üzerine hükümet, haberin içeriğine heyecan katarak satmayı yasakladı. Müvezziler Bâbıâli Caddesi ve Beyoğlu-Galata’daki basımevlerinin kapılarında bekler, gazeteleri kapışır hızla satış yerlerine varmak için yarışırlardı. Meşrutiyet’ten sonra müvezzilik daha da önem kazandı. Daha sonra, artan yayın sayısına bağlı olarak yerleşik satış sistemi ve kulübeleri kökleşti. Böylece müvezzinin şehir hayatına kattığı renklilik yok oldu. Sadece meyhane baskısı adı verilen erken baskıları getiren müvezziler kaldı.
Filmlerde “ yazıyor yazıyor “ diye kalabalığa haber duyuran satıcılar.