bugün

Sınırları zorlayan bir Küçük iskender şiiridir:

yeryüzünü gökyüzüne itiraf ederek başlıyorum;

vardın; klasik döşenmiş yüzünle
bir gemi indirilir gibi denize
indirildim sessizce bedenine, o gece
dudaklarına sığınmış ölü martınla hep
söylenmesi askıya alınmış aşk adına
ballarımı aldın en güzel çiçeğimden

ne sarılıyordum kabusuma
ne de bir müzik parçası bitiyordu,
itiyordum sesimi kulaklarına doğru
duy beni duy beni duy beni Hayta
tasarlanmış bir gezegen değil bu
ormandaki tek yalnız hayvan benim
kar yağıyor üşüyorum donacağım Hayta

avcımı arıyorum bir çabuk

istediğim, sıkılacak bir kurşun
kendi kanımı görmek istiyorum Hayta
bir gelinlik gibi giyeceğim kanımı bir başıma
kocam karanlığın ruhuna uzanacağım sonra
duvağımı en korktuğum canavarlar kaldıracak
ve ağzıma deyecek hafifçe uzay
bekaretimi hüsrana saklıyorum Hayta
tasarlanmış bir gezegen değil bu
tanrı dediğimiz, şaşkınlığımızın karakutusu

ellerim artık senin suyunda denizyosunu

felaketten arta kalanlar senin olsun
gözlerine deprem olmak için ne yapmalı
kasıklarını yıkıp geçen sel
kim bilir şimdi nerelerde ve
şimdi hangi güzel çocuklar çırılçıplak
yüzüyor içinde, yüzüyor senin için de!

Hayta! mum bitiyor
Hayta! padişahımı devirdiler
sarayda nereye saklayacağım küçük şehzademi
ve tahta atını
o da ağlıyor
biz bu yalnızlığa ne zaman yazıldık
ne zaman günışığına çıkarttılar sevdamızı

mektuplarımızı taşıyan ulak niye öldürüldü
mektuplarımızı şimdi kim okuyor
mektuplarımı şimdi kim yakacak
bak, öfkem firarda, Hayta!
bak, öfkem firarda!
prangasında yasadışı güller açan;

madem kalbime bırakılmış şu yeni yurdum uçurum
ilk kez, ama ilk kez
yeryüzünü gökyüzüne şikayet ederek başlıyorum

ölümüm evcilleşmeyecek asla sen olsan da Hayta!
kelime olarak anlamı, a$k acısıdır. ama aynı zamanda janis joplin'in benden evvel davranıp sözlükle payla$tığı o muhte$em $iirin ana temasıdır bu.. öyle kekremsi bir acı; fazlası değil.
aşk, aşırı gönül düşkünlüğü anlamına gelen bir sözcüktür. abdülhak hamid' in meşhur manzum eseridir.
Abdülhak Hamid'in bütün şiirlerini topladığı kitapır. garam'da ; gençlik dönemindeki sorunlarını anlattığı şiirler bulunur. çoğu eserinin -Makber de dahil- başlangıcıdır. isyankar ve başka yaşam alanları arayan Hamid'in yenilikçi yönünü gösteren bu ilk dönem eserlerinden Garam; yazılır yazılmaz basılamamış, tefrika edilebilmek için II. Meşrutiyet'i, kitap haline gelmek için de Cumhuriyet dönemini beklemiştir.