bugün

pahalı arabalarla, havalı havalı gezip tozan oyuncuları her gördüğümde enayi dümbelekliği olduğunu bir kez daha anladığım saçmalık...
pahalı arabalara sahip oyunculara olan sevgi değildir. futbol aşkıdır, futbola duyulan aşktır. oynamaya, izlemeye, ortamına, mutluluğuna duyulan aşktır.

şahsım adına, rammstein ile birlikte kutsal sayılabilir. ölüm kalım meselesinden daha önemli olduğu gerçektir. tenis de böyledir mesela. ne güzel şey futbol.
takım tutmasanız bile hissedebileceğiniz sevgidir. her şeye rağmen estetiği görebilmektir. ayrıca futbol sevgisi ve bir takıma duyulan abartılı sevgi karıştırılmamalıdır. futbolu seven bir adam takımı kazanmayıp güzel futbol oynasa bile mutlu olur, bir şeyleri eksik kalır ama mutlu olur. takımını abartılı seven kişiyse (galiba bunlar biz oluyoruz) takımı iyi oynamasa dahi kazanmasını ister. onun için estetiğin bir önemi yoktur. önemli olan kazanmaktır.
not: ben futbolda da bir estetik olduğuna inanıyorum, bıdı bıdı etmeyin.
necati ateş'in antalyaspor'a gitmesinden, tayfur havutçu'nun futbolu bırakmasından sonra enayi dümbelekliği olduğunu anladığım saçmalık.
futbol sevgisi romantizm taşır. futbol pele'dir, maradona'dır mesela. bazen rummenige kah esuebio'dur. hele futbol romario olduğu zaman tadından yenmezdir o futbol.

çok sevgilidir be futbol.