bugün

bunların en rahatsız edeni sümüklü sokak çocuğu fotoğrafları. portfolyosunda kafasının tepesinden çekilmiş sümüklü çocuk fotoğrafı olan fotoğrafçılar zırt pırt çıkar insanın önüne.
lan yeter on yıldır güzel sanatlar sektöründeyim üç tane dsl makinem var dördüncüsü yolda -ki hala çok kötü fotoğraf çekiyorum o ayrı- biz de bakıyoruz, görüyoruz bir şeyler yapmayın etmeyin ne estetiği var sümüklü çocuğun? hadi var diyelim sanat göreceli falan filan yetsin ama. tamam çocuları severiz iyidirler ama yeter lan. tiksindim.
ek: ayrıca hiçbir zaman fotoğrafçı olmuş olmak gibi bir densizlikten bahsetmedim. ama çocukluğumdan beri bir national geographic fotoğrafçısı olmak isterdim. ayrı bişey bu. keşke yahu. neyse.
tek tip manzara ve portre çekimlerine gösterilen ilginin eş dost muhabbetine bağlı olması bunlardan biridir. en çok da fotokritik te baş gösterir.
istiklal caddesindeki tramvay.
parmaklarıyla veya elleriyle güneşi tutuyormuş izlenimi yaratmaya çalışan fotoğraflar da bu klişelere dahildir.
möhim bir konudur. altınız ıslak olsun.
exif bilgileri nedir?
fotoğrafçı arkadaşların hayat hikayelerini anlatan bir günlük gibidir. oku oku dehşete kapıl, ağla ağla, gül.
(bkz: okumadık kardeş durumumuz yoktu).