bugün

fiziksel kusur. dünyanın en acı gerçeği. hiç kimsenin kabullenemeyeceği en acı gerçek. kimse böyle doğmak istemediği gibi bu durumda olanlara da saygısı yok. sevgili vicdanımız fiziksel kusurlu bireyler ile ilgili bir video izlediğimizde ya da bir yazı okuduğumuzda harekete geçmeye başlıyor. bu durum ise kendimizi mükemmel hissettiğimiz en aşağılık yanımızdır. kendini normal hisseden empati yeteneğinden yoksun çürümüş beyinleriz hepimiz.

neden bundan bahsediyorum?

bu gün yaşadığım olay ve bana hissettirdikleri içimi 180° burktu.

18:10 sularında işten çıktım. kafam insan sesinden yorulmuş. avm'den çıktığım gibi ev arkadaşımı aradım 2-3 dk telefonda konuşup bir ihtiyacı var diye sordum. telefonu kapadım. bir sigara yaktım. hem yürüyor hem de sağı solu keserek metroya doğru ilerliyorum. içerenköy carrefour 'u bilen bilir. avm'nin 3 katı büyüklüğünde bir otoparkı vardır. yürüyüş yolundan sigaramı içerek metro girişine geldim. girişin önünde bir sürü alışveriş arabası birikmiş. sigaram henüz bitmediği için metronun girişinde ki mermer çıkıntıya oturdum. hem sigarami içiyor hem etrafı kesiyorum. birden tam karşımda ki ağacın altında 5 güvercin gördüm. hızlı adımlarla etrafında daireler çizerek yerden birşeyler yiyorlar. içlerinden bir tanesi diğer 4 güvercinden 1 metre kadar uzak yerde yemleniyordu. lakin dikkatimi çekti ki diğerleri daireler çizerken o sakin sakin gaga darbeleri ile yemleniyordu, hareketsiz, ayakta ama çok yavaş. birden diğerlerinin yanına doğru yöneldi ve o zaman fark ettim ki sol ayağı sıkıntılı. sorunlu ayağının her adımında sola doğru düşüyor, kendini toparlayıp ayağa kalkıyor ve yine sol adımında düşüyor. diğerlerinin yanına ulaşana kadar sürdü bu durum. o arada sigaram bitti. güvercinlere dalmışım uzun bir kül birikmiş. son bir fırt daha çektim sigaradan ve yanıma attım izmariti. hemen bir sigara daha yaktım. derin bir nefes çektim sigaradan. kafamı kaldırıp kusurlu olan güvercini aradı gözlerim. onu fark etmek hiç o kadar zor olmamıştı. grubun efesi sayılan güvercin bu arkadaşımızı gagalayarak bölgesinden uzaklaştırıyordu. her gagaladığında güvercin sol tarafına düşüyor, kimi zaman kalkarken kanatlarından destek almaya çalışıyordu. sigaradan sağlam bir fırt daha çektim. nefesimi bıraktığımda birden alışveriş arabalarının yoğun sesinde kendime geldim. bu arada beni kendime getirdiği gibi diğer 4 güvercini de yerlerinden etti. arabaları toplamaya gelen avm görevlilerini teğet geçip üzerimden uçarak gittiler.

kusurlu güvercinin uçamadığını düşündüm en başta. onu izlemeye devam ediyordum. uçup giden arkadaşlarını gördüğü gibi hemen onların bölgesine yöneldi. yalpalayarak zorla da olsa o bölgeye gelip biraz daha yemlendi. sigaraya baktım bitmek üzereydi. son kez sağlam bir fırt daha aldım sigaradan. bu arada görevlilerin işi bitmiş, bir alışveriş arabasını yan yatırarak uzerine oturmuşlar sigara molası veriyorlardı. güvercin ile arama oturmuşlar. görüş alanım kapanmış ve sigaramda bitmişti. bulunduğum yerden kalkıp metroya doğru yöneldim. ölü gibi yürüyordum . elim ayağım hareket etmek istemiyordu sanki. uzun bir süre kendime gelemedim. ilk tekel bayiinden 3 bira biraz fıstık ve bir paket sigara alıp eve geldim. ev arkadaşımla biraz konuşup odama geçtim. uzun bir süre hareketsiz yatağımda yattım. olay aklımdan çıkmıyordu.

herkes kendini normal hissederken, fiziki yapısı veya psikolojisi farklı olan bireyleri o güvercin grubunun efesi olan güvercin gibi kendi alanımızdan o kadar rahat kovuyoruz ki. zaten kusurlu insanların alanları darken biz kendimizi normal hisseden insanlar, farkında olarak ya da olmayarak onların alanlarını daha da daraltıyoruz. onların yollarına araba park ederek, asansörlerin işgal ederek, toplu taşıma araçlarında onların yerlerini kendi yüklerimiz ile gasp ederek. ülke olarak empati yeteneğimiz sıfır.

https://youtu.be/ZaXFSnveB98
Vicdanı olan herkesin zaman zaman eleştirdiği ve yine nefsi olan herkesin maalesef zaman zaman sebep olduğu durum.
Vay oruc tutmadın demeeek. Tanim: Oruç tutmayan insan beyanı xd.
cahil bir toplumda yaşadığınızın göstergesidir.
insanların sadece dış görünüşten oluşmadığını anlamayan cehalet eseri toplumun ortaya çıkardığı bir şeydir, umursanmaması gerekir.
x diye bir arkadaşım var.

engelli kendisi. yürürken tek başına yürümekte zorlanan bir arkadaşım. lise 2 te tanıştım kendisi ile. sınıfta kimse arkadaşı değilmiş.

hayatında hiç okulda samimi arkadaşı olmamış.

kimse ile okuldan kaçmamış.

kimse ile maça gitmemiş.

kimse ile dışarıya çıkmamış biri idi.

bense okulun fazla popüler kişilerindendim. okula ilk geldiğimde herkes beni ben daha tanımadan tanıyordu. kibritci bizim okula gelmiş duydunuz mu? diyorlardı.

neyse efendim. sınıfa girdim. X tek oturuyordu. kimse yanına oturmamış. sınıf onu dışlanmış. gittim yanına oturdum. tanıştım.

sınıfta bir çok boş yer olmasına rağmen onun yanını özellikle seçmiştim. çünkü herkes bana gel yanıma otur dercesine bakarken o elindeki küçük bir deftere bir şeyler karalıyor benimle ilgilenmiyordu.

teneffüs oldu. yanıma yeni sınıf arkadaşlarım geldi. tanışmak için. 2 dakika merhabalaştıktan sonra x aşağı kantine inelim mi? dedim. şaşkın bakışları ile kabul etti. çünkü garipsiyordu onunla takılmak istememi.

tanıdım onu. herkes onu ayağındaki yürüme zorluğu yüzünden dışlar iken onu hayata kazandırmaya çalıştım.

kendisi 6 senedir arkadaşım şuan.

arkadaş ortamına soktum. kızlarla konuşmayı öğrettim. pes'e gittik beraber. okuldan kaçtık. onu hayata geri kazandırdım.

hatta e-kpss denen bir şey var. engelliler için kpss sınavı. 2 sene önce o sınava girmesini sağladım.

beraber çalıştık. kazandı.

simdi devlet memuru. guzel guzel çalışıyor. hatta geçen ay ev aldı. şimdi ise mumkunse bir kızla baş göz etmeye çalışıyoruz.

fiziksel kusuru olan insanları dışlanmayın. çok iyi arkadaş oluyor onlardan. ınanın.
(bkz: stigmatizasyon)
üniversite hocası olarak 2 ayrı sene de 1 kez şahit olduğum durumdur.

bir tanesi öğrencimken diğerinin de sadece ön görüşmesini yaptım (üniversite-ders bilgilendirme bla bla) her ikisi de görme engelliydi öğrencim olan çok azda olsa görebiliyordu. kendisine özel bir monitor yardımıyla derslere katımasını sağlıyor sınavları da ona göre kağıtlara basılıyordu. sınıf olarak hepsi yardım ediyordu ama öğrencim ara ara huzursuzlukları oluyordu. kurları da başarıyla bitirdi hala okuluna devam ediyor.

diğer öğrencimde durum farklıydı, hiç görmüyordu. yapması/ılması gereken daha çok şey vardı. katları, sınıfını, sınav odasını yemekhaneyi, okuldan çıkmayı, lavaboyu ve benim aklıma gelmeyen-malesef onların gözüyle bakamıyorum eksikliğim- hepsinin yerini ezberlemek zorunda. bizim ilk deneyimimiz değil ancak burda öğrenci hiç görmüyor. ingilizce hocasıyım ve dil görsellerle anlatılır. sorunlar bir şekilde halloldu ancak sınıf malesef bu duruma beklenen tepkiyi veremedi. eşitlik adına bütün ders onun zihninde de canlansın diye daha ayrıntılı anlatıldığıdan-onların da yararına olsa bile- durumdan sıkıldılar ve dile getirdile(evet hakları var ama eşitlik denen bir durum da söz konusu) sınıf içi aktivitelerde malesef-yine- onunla eş olmak istemediler. bu öğrenci de dünyalar tatlısı, hayata sıkıca tutunmuş sohbeti harika biri. ama gelin görün ki etrafı aynı tepkiyi veremedi.

hamiş: insan olmak önemli, insanı sevmek de.
Yok öyle bir kusur. Şu yaşıma geldim hiçbir fiziksel kusurla dalga geçtiğimi hatırlamıyorum. Size de tavsiye öyle bir insan görürseniz görmezden gelin normal bişeymiş gibi geçin gidin yanından. Emin olun onlarda bunu istiyorlar.
Ben sismanim diye disliyolar.