bugün

tanım: hayatta bize tanınan, olmayacağını sandığımız birçok dileğin aslında yanı başımızda olduğunu anlamadan bir kenara atmaktır.

kişi yanı başında duran mutluluğu, tek amacını görmezden gelir kimi zaman. hep bir şeyler ister ancak olmadığında erteler diğer düşüncelerini. erteledikçe yarınları bekler, yarın güzel olacak diyerek bugünü bir kenara atar. eline belki de hayatında bir/iki defa gelen bu fırsatı değerlendirebilirse amacına ulaşır, ancak gelen fırsatı farkedemediği zaman, asıl fırsatın başka bir şey olduğuna kendisini inandırarak beklentileri giderek çoğalır. insanın istediği an her şeyi göze alabileceğini, imkansızı dahi başarabileceğini, aklın yoluyla kendi yaşamak istediği dünyasını yaratabileceği bilinse de şansa bırakılan her şey şanssızlıkla sonuçlanadabilir. ta ki kafa da var ettiği canlanıncaya dek. canlandırmak zaman alır, engeller çıkar ve engelleri alınan riskler bunu aşmaya yardımcı olabilir. risk almak, denemek, hayal gücünün sınırlarını zorlamak insan beyninde pratik olarak algılanabilir.

the prestige filmini izleyenleriniz bilir. 'dikkatle bakıyor musun?'..
sırların açığa çıkması, filmin bir kere de anlaşılması dikkatte saklıydı.

demek ki aslında hayatta yanı başımızda duran, hayatı değiştirebilecek fırsatlara, belki küçücük ayrıntıda olana dikkatli bakmamız lazım. kaçırmamalı, önümüzde uzun bir geleceğin teminatını vermeliyiz kendimize. kontrat başkasının üstüne olmamalı, bizim üstümüze olmalı. yarar da olsa zarar da olsa...

bir hikayeyle yazımı sonlandırayım dedim; bunu seçtim:

adam fısıldadı
tanrım konuş benimle
ve bir kuş cıvıldadı ağaçta
ama adam duymadı
sonra adam bağırdı
tanrım konuş benimle
ve gökyüzünde büyük şimşekler çaktı
ama adam dinlemedi onu
adam etrafına bakındı ve bağırdı
tanrım lütfen seni görmeme izin ver dedi
ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde
ama adam farkına varmadı
ve adam bağırdı
tanrım bana bir mucize göster
ve bir bebek doğdu bir yerlerde
ama adam bunu bilemedi
sonra adam çaresizlik içinde sızlandı
dokun bana tanrım ve burada olduğunu anlamamı sağla
bunun üzerine tanrı aşağı doğru süzüldü ve adama dokundu
ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı
ve yürüyüp gitti...

kelebekleri itmeyin