bugün

insanın düşündükçe midesini bulandıran yakın geçmişin en büyük ikiyüzlülüğüdür. sen git intihar bombalarıyla masum israilli sivilleri havaya uçur, oraya buraya, şehir merkezlerine roketlerle saldır, sinagogları bombala. sonra neymiş? israil işgalci devlet :'( yok duvarmış, yok gazze'ymiş, yok kuşatmaymış; bunlarla anca cahil müslümanları kandırabilirsiniz. (öyle oluyor zaten)
kendi devletinize nasıl saygı duyuyorsanız israil devletine de, yahudilere de saygı duyacaksınız! lamı cimi yok!
malesef ülkemizde bir türlü kabul edilemeyen gerçektir.adamlar israil kurulduğundan beri israil'e terör saldırıları düzenliyor.ama sonuç hep aynı; dayağı yiyip oturup ağlıyorlar özgürlük isteriz diye.
bu adamlar neden sağa sola intihar saldırısında bulunuyor diye hiç kafa yormamış insan söylemi.
şu küçük muhammet vardı saklandıkları halde babasının yanında öldürülen, o babanın yerinde olsam gider intihar saldırısında bulunabilirdim o psikolojiyle. intihar saldırıları ile sade bir israil vatandaşını öldürmek ne kadar doğru diye düşünecek bir yapıda olamayabilirdim, çünkü travma ya da cinnet zamanlarında insanlar doğru ve yanlışa uzun uzun kafa yormazlar. bu insanlara sürekli toplumsal travma yaşatan israil yahudilerinin kendi travmatik tarihi yaşantıları onlara bir toprağı işgal edip yavaş yavaş her yerini ele geçirme ve yerli halkına baskı ve ölüm dağıtmak hakkını o devletin doğal hakkı görüyorsanız filistinli birinin intihar saldırısına da daha hoşgörülü bakabilirsiniz. israil orada barış değil kaos ortamı istiyor ve her kaostan daha fazla karlı çıkmanın peşinde. kediyi köşeye sıkıştıran köpek kedinin aslanca kükreyişiyle karşı karşıya kalır. işgal et, yavaş yavaş adamların memleketini istila et sonra da tepkisel eylemlerine ya da feryatlarına bunlar iki yüzlü diyerek onları suçla. yatacak yeri yok kimi zalimlerin.
(bkz: toprağını satıp bedava geri almak isteyen arap)
(bkz: gazze den israil e atılan terörist füzeler)
Ortadoğu'dan haberi olmayan cühela söylemidir efendim.

Şimdi bir insan düşünün; 1900 lü yıllarda şeria nehrinin kenarında doğdu, Osmanlı dönemi yaşanmakta ve maraba da olsa güzel bir hayatı var. 15 yıl sonra savaş çıktı siz savaşmadıysa bile birçok yakını akrabası öldü. ingilizler geldi bölgeyi yönetmeye başladı. 1930'larda Avrupa'dan gelen yahudiler gördü. Emlak fiyatları arttı. Birçok kişi tarlalarını sattı. Çok geçmeden büyük toprak ağaları da topraklarını satmaya başladı. Sonra bir baktı ki her yerde yahudi var. O kadar çoğaldılar ki her yerde onları gördü. Bizim dediği topraklarda yahudi şehirlerinin kurulduğunu gördü. Yıl oldu 1948 Yahudiler bağımsız oldukları yetmez gibi 5 tane artis arap devletini de her cephede yendi. Topraklarımız dediği yerlerden sürgün edildi.750 000 insandan sadece 160 tane kalıncaya dek sürdün edildi. Gitti ve Mısır sınırında bir mülteci kampında yaşamaya çalıştı. Hayatının en büyük sorusu bunlar neden başımıza geldi oldu. Çok geçmeden de 60'larda öldü. Siz bu adamın torunu olduğunuzu düşünün. Babanız bir cami avlusunda bombalanarak öldürülmüş. Siz de 3 kuşaktır aynı mülteci kampında hayat mücadelesi veriyorsunuz, hayat dediysem can işte tatlı geliyor. Düşünün şimdi, haklı veya haksız mı diye değil, siz olsaydınız ne yapardınız? Gereksiz yere mazlum rolü mü oynardınız? Sizin topraklarınız çalmış bir devlete saygı mı duyardınız? Tabii ki hayır, ama dedim ya cühela...
biz türkler orta asyadan gelip anadoluda bulunan ne kadar rum, farsi, ermeni yada kürt varsa ellerinden yer yer yavaş yavaş yer yer hızlıca topraklarını alıp siktiri çektikse ve bütün bunları yaparken tek dayanak noktamız güçlü olmamız ise şimdi oturup milletin savaşına sempati beslememiz özetle şerefsizlik, götlük, ikiyüzlülük ve haysiyetsizliktir.

israil geldi ve siktiri çekti aynen bizim gibi.

anadoluda tek bir rum kalmadığına göre belki bizden daha insancıl siktir çekiyorlar bilemedim şimdi.
sırf bu sebeple boşuna mazlum ayağına yatan filistinlilere boş işlerle uğraşmamalarını kendilerine başka siktiri boktan topraklar aramaları salık verilmelidir.
israilin kendisini sütten çıkmış ak kaşık olarak ilan etme yalanına kanmış, filistine yapılan keyfi zulümden bihaber olan insanların asılsız düşüncesidir.