felsefenin hayattan kopuk olması

oldukça tehlikeli bir laftır. kendi-kendi ile çelişmesi bir yana, mezkur disiplini asli gayesinden, çıkış sebebinden ayırmaktır. felsefe, aksakallı bir dedenin bir gece rüyasından uyanıp, "hatun çak, yarından itibaren dünyayı sonsuza kadar uğraştıracak bi şey buldum" demesiyle ortaya çıkmamıştır. bilincin oluştuğu dönemlerde, bilinç sahiplerinin doğayla kurduğu ilişkinin ürünüdür, felsefe. hatta bu bile azdır, zira felsefe bu ilişkinin ta kendisidir. bu nedenledir ki, bilinç sahipleri olarak bizler, hayat içinde var oldukça, bizzat felsefe içinde de bulunmuş olacağızdır.

hayat ve felsefe tanımlarına göre değişkenlik gösterir.

(bkz: felsefeyi bilim sanmak)

felsefeyi tam anlayamamış birinin sözüdür...

felsefeyle hayatın bağını kurmak kişiye kalmıştır. felsefe size verilmesine alıştığınız, ders kitaplarında gördüğünüz gibi doğru yanlış vermez. ancak sizin kendi doğrunuzu bulmanıza yardımcı olur, ufkunuzu genişletir...