bugün

türkiye için su götürmez gerçektir. adamla konuşursun. çok kitap okumayla bilimsel gerçekleri değiştirebileceğine inanıyordur. maldır.
bu tip felsefe okuyanların kafası çok karışıktır. mantık, bilim, din çorbadır kafada. ayrım yapıp doğru düşünemezler.
adama dünya yuvarlak deseler, aksini savunmayı normal görür. beyinsizlik bu değildir de nedir?
Biraz değil baya maldırlar. Kendimden biliyorum.

Edit: Eksileyen arkadaşlar akılları sıra ''felsefeciler maldır'' önermesini onayladığımdan dolayı beni cezalandırmaya ve felsefeyi savunarak çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma çabalarına girmekteler fakat ortada bir yanlış anlama var. Herkesin zeki olduğu bir toplumda geri zekalı bir insan farklıdır. anormaldir. Kötü sıfatlarla çağrılır. Gene herkesin sorgulamadığı ve sorgulayan kesime bakış açıları dar olan insanların bizi mal diye nitelendirmesi ise gene bizi anormal yapan bir öngörüdür. Anormal kelimesi çoğunluğa göre şekillenir. Anormal duruma göre iyi duruma göre kötü olabilir.
felsefe okuyanların hepsi bilim, mantık, felsefe, dini çorba yapıp her şeyi mümkün görmüyordur. biliyorum. ama konuştuğum felsefeciler ateist ya da müslüman, saçma mantıksız şeyleri de savunabiliyordu.
Düşünme eğitiminin ne olduğunu bilmeyen bu yüzden düşünemeyen gerizekalı saçması. Ülkende felsefe eğitimi ilkokuldan beri verilmeye başlasaydı bugün nüfusunun yarıdan çoğu koyun olan bir yer olmazdı emin ol.
felsefe hocalarının biraz mal olmasına kadar gider. insanı insandan soğutur.
felsefe yapacam diye mallama sorunsalı yaşıyolar.
felsefeyi kötülemedim. beyni her şeye inanabilir alan olan öğrenci arkadaşları eleştirdim. mantık bilimini niye kullanmıyorlar? çünkü o da sorgulabilir. bilimsel hareket etmiyorlar, çünkü bilimde sorgulanabilir. dinsel düşünmüyorlar, çünkü dinde sorgulanabilir. psikiyatrik şizofrenik şeylere inanmayı normal görüyorlar, çünkü bunlarda sorgulanabilir.
bunu söyleyene (bkz: mal nedir) sorusu ile dönerler. senden kişilerin üzerinde anlaşabilceği evrensel bir mal tanımının var olup olamayacağının cevabını isterler. oradan göreceliğe atıfta bulunup; "insan her şeyin ölçüsüdür" derler. oradan (sosyoloji ile ahbap olduklarında) ekonomik mal, serbest mal, üretim ve tüketim malı ayrımını anlatırlar, sorarlar. yani seni mala bağlarlar genç. kendine geldiğinde de onları "mal" addedersin. kişi kendinden bilir işi deyip susarlar sonra.
Tercihlerine yazanlar için doğru, okumayı bitirip mezun olanlar için yanlış bir tespittir.
felsefeyi araç değil, amaç haline getiren arkadaşlar yüzündendir. yoksa ben de felsefe aşığıyım. felsefe okuyan birinin mal olması felsefeyi kötülemez ya da felsefe tarihini. felsefeyi araç olarak kullananlar bilimi geliştirdi. amaç edinenler her daim böyle: http://www.youtube.com/watch?v=IaRqzvOZqEQ
bitirmiş olsa bile, çünkü felsefeyi amaç edinirseniz sabit olarak hiçbir şey yoktur zihninizde. bir gün müslüman, öteki gün ateist olursunuz. yani bu eleştirim mantık, bilimi çöpe atıp felsefeyi, sorgulamayı amaç edinenler için.
felsefeyle ilgilinmek bireyde narsisizmi tetikler bunun sonucunda birey düsünce ureterek topluma zekasini gostermek ister yeteri zeka ve dusunce uretkenligi yoksa kendisi icin buyuk ama insanlik icin hicbir faydasi olmayan sozler soyleyebilir...birakin efendim dusunsun ve konussun kirsin kabugunu..