bugün

türkiye nin içinde bulunduğu açmazları görüp, tek çözümün katilleri piyasaya salmak olduğunu düşünen kişi söylemi.

türkiye de bugüne kadar. hep katliamlar yapılmış, binlerce faili meçhul cinayet işlenmiştir.
bizim gibi gençlerde, bunlara hep karşıdır. ama sabır taşını taşıran ak partiye karşı tek mücadele kaynağı faşizmdir.
sadist ruhlu 1 başbakan ve 4 tane bakan akp hükümetinin sonunu hazırlayacaktır.
türkiyeaskeriyede bulunan kaç tane savaş uçağı varsa kaldırıp, ırağın kuzeyini vurmalı ve recep tayyip erdoğanı asmalıdır.
açılımın bokunu çıkarıp ülkenin yarısı gitmeden hareketegeçilmelidir.
(bkz: hele bir otur soluklan yigenim)
türkiye siyasi yaşamında göze çarpan en önemli garabettir. faşist toplumlar kendileri gibi olmayanlara baskı kurarak onlar üzerine onların hayatı üzerine söz sahibi olduğunu iddia eder. bu düpedüz insan hakları ihlalidir.

pekala bizim gibi yarım yamalak da olsa demokrasi olan ülkelerde bu nasıl yapılablir? hitler almanya'sında olduğu gibi iktidara sonsuz güç verirsiniz, onların insan hakları ihlallerini meşru görecek şekilde bir anayasa yaparsınız ve ülkenizde yaşayan azınlıklar üzerine baskı yapan bir iktidar başa geldiğinde dilediğince insan haklarını çiğneyebilir.

durum böyle iken bizim ülkemizde olay tam tersine işler. yani ülkemizde çoğunluk azınlık gibi baskı altında tutulur. demokrasi; çoğunluğun azınlığa zulmü haline dönüşebildiği halde insan hakları devreye girer ve bu zulmü önler. bizdeki gariplik ise demokrasi olduğu halde azınlık faşist grupların çoğunluğa zulmü hak görmeleri.
sadece bu konuya bakarak ülkemizde demokrasi olmadığını veya demokrasinin işlemesini önleyici mekanizmaların olduğunu rahatça söyleyebiliyoruz. bunlar "darbe" gibi dikta dönemlerinde kurulmuş ve dikta gittikten sonra bile yeri gelince diktanın hala var olduğunu gösteren mekanizmalar.

bir ülkede insan hakkı ihlali yapılıyor mu ölçmek çok kolay. insan hakları mahkemesi tarafından en çok suçlu bulunan ülke türkiye. tabi faşizanlaşmış insanlar için bunun fazla emniyeti yok. çünkü herkes bize düşman deyip kendi kendine empati yapma yeteneğine sahip değiller.

ülkemde faşizan gruplar ne kadar yarayı kaşıyanlar olsa da hiçbir zaman çok güçlü olamadı. alman halkı gibi olsaydık ve dünya krizi sırasında yaşanan fakirliğin sebebini yahudilerde buldukları gibi, bizde geri kalmışlığımızın sebebini teröre veya azınlıklara yükleseydik aynen almanların yahudilere yaptığını yapacak konuma hızla ilerlerdik.

bunun en önemli sebebi devletin sadece bir azınlığa değil, çoğunluğa da zulüm etmesi. bugün çoğunluk insan hakları ihllalleri yaşıyor ve bunun düzelmesinin tek yolunun azınlıklara hak vermekten geçtiğini düşünüyorsa söz burda bitmiştir. anayasa değişikliği yapılacak ve faşizan muhalefet yapan partiler ne halkın seçtiği milletvekilllerine ne halkın çoğunluğuna güvenemiyor ve konuyu çözmek için olmadık çareler üretmeye çalışıyor. bir sorunu meclis halletmeyecek, referandumla halk çözmeyecek ise nasıl çözersiniz? askeri dikta gelir çözer. ama o zaman da bu rejime demokrasi veya cumhuriyet denmez.
doğru bir sözdür. italya, arjantin ve şili gibi ülkeler bunalımlardan faşizm ile kurtulmuştur.

hatta italya ekonomide en altın yıllarını faşizmle geçirdiği kısa sürede yaşamıştır.
almanya'da keza aynı şekilde. bu ülkeler ikinci dünya savaşına girmeyip düzeni sürdürseydi dünyanın en güçlü ülkerleri olacaktı. özellikle almanya.
Mevcut Türkiye gerçeğine bakıldığında yanlışlığı ortada olan cümle; zira Türkiye hala kurtulamamıştır.
(bkz: faşizm türkiye nin tek problemidir)
ülkede yaşayan bilmem kaç çeşit azınlığın tek suçu sadakat ve samimiyetmidir ki hain ve ikiyüzlü bir azınlığın terbiye edilmesi sırasında zulme uğrasınlar. Bu askeri alışkanlık ve toptan ceza yöntemi saçmalıktan ibarettir. Birisi ceza alacaksa ırkı yüzünden değil cürmü yüzünden almalıdır. Herkesin g.t..den uydurup ortaya attığı demokrasinin hakkıyla uygulanmış şekli de budur. Etkin bir adalet sistemi olmadığı suçun ve akabindeki cezanın suçluya getirdiği şey pişmanlık olması gerekirken ancak pişkinlik getirmektedir. Zaten bugün anayasa değişikliği gibi hayati bir göreve soyunmuş vekillerin de büyük bir kısmı suçludur muhtelif zamanlarda ceza almışlardır ya da görevleri bitince alacaklardır. Buna rağmen pişkinlik tavan yapmıştır ki çıkıp orada anayasa yazmaya oylamaya kalkışmışlardır. Suçluyu baş tacı etme huyumuzdan kurtulabilirsek bu ülke azınlığı ile çoğunluğu ile pırıl pırıl beyinler, cevherler yetiştirmiştir ve yetiştirmeye devam edecektir. O temiz insanlar da ülkemizi ve insanlarımızı hak ettiği yerlere taşıyacaktır. Affedilmiş pkk militanı da devletin adamıyım diyerek çetecilik yapmış eli kanlı da çocuklarımızın geleceklerine pis elini sürmesin yeter ki.
faşizm bu zamana kadar kime ne kazandırmış, türkiye gibi etnik kimliğin fazla olduğu yerde faşizm dedin sadece, türkleri tatmin eder, türklerin diğer etnik kimlikler üzerinde etkili olmasını sağlar, sonra ne olur? gelir elin oğlu senin paranla tutar o kimliğe silah sağlar, çatışın istikrar olmasın der, birileri çıkar hala tek kurtuluş faşizmdir der, 21. yy.ın ilk çeyreğinde hala adam öldürmeyle kurtuluş elde edebileceğini sananlar varsa, biraz kitap okusunlar.

islam dini desen daha mantıklı olursun, etnik kimlikleri mezhep ayrımını engelleyerek bir arada tutabilirsen ve gerçekten bir istikrar birlik sağlamış olursun, cumhuriyetin temel amacında da bu vardır. ırak'ta mezhep ayrımı üzerine oyun oynanmıştır, türkiye'de ırkçılık üzerine oyun oynanmıştır. oyunu oynayanlar da türkiye'nin kara kaşına, kara gözüne aşık olan ülkeler değillerdir.
hayalden ibaret bir önermedir. faşizm yönetime geldiği ülkeleri ya savaşa ya iç savaşa sürüklemesiyle ünlüdür. ayrıca insan haklarını rafa kaldırır. mazallah iktidara gelirse türkiye'ye de muhtemel etkileri bunlar olduğundan, hala kurtuluş olarak gören varsa tarih ve siyaset üzerine kitap okumaya biraz daha devam etmesi önerilir.
faşist toplumun savunduğu görüş.
insan öldürmeyi faydalı bişey sanan yazar söylemidir. yazıktır, günahtır.
savunanların watership tepesi romanını okumaları gereken önermedir. besili tavşanların yaşadığı geniş yuva sizinkisi. refah ve semirme var. ancak nerde karşınıza tuzak çıkacak ve patronun akşam yemeği olacaksınız bilemezsiniz.
"devletin başına devlet geçecek" demek gibi abesle iştigal bir durumdur.
Kesinlikle bu doğru o nedenle batı maşası liboşlar bunu istemiyorlar. Muhafazakar iktidarın ülkeyi getirdiği nokta ortada biraz da türkçüler yönetsin ülkeyi.