"her insanın aslında faşist doğduğunu" unutan insan modelinin eylemidir.

faşizmin tu kaka bir şey olduğunu adolf hitler 'den öğrenmekle başlar bu algı süreci. aynı algı mekanizması, hitler'den sonra ajitasyonla beraber büyüyen, devleşen yahudilerin bitmek bilmeyen filistin soykırımını da görmezden gelir maalesef. bu işler böyledir zaten genellikle, tek bir noktaya odaklamışsanız eğer diğer gerçekleri görmeniz mümkün değildir.

faşizm insan doğasına en uygun bir düşünce biçimidir. zaten herkes bunu reddetse de faşisttir. ırkçıdır her boyutuyla. hayvanlar bile faşisttir. doğa faşisttir en kısa yoldan.

türkiye ayrımcılıktan yana, faşistlikten yana olmadığını söyleyen hümanist olduğunu söyleyen ama samimiyetten yoksun insanlarla dolu bir ülke. herkes herkesi aslında ayırıyor. bu pek şaşılacak bir durum değil. kötü olmaması orda başlıyor bu sistemin. insan nasıl hayvandan ayrılmış ise, bitki nasıl hayvandan ayrılmış ise insan da en tabi bir şekilde kendinden olmayanı benimsemeyecektir bu aşikar.

kaçımız tamamen zıttımız olan insanlarla gezip tozup arkadaşlık ediyoruz ki. evleniyoruz ki. kendimizi kandırmayalım. mesela sözlükte bir sürü insan topluluğu var. nurcular, komünistler, sağcılar, ateistler, rockcılar, türkücüler.

her gün sol frame de bunun kavgasını yapmaktayız. birbirimize elimizden geldiğince ayar vermeye çalışıyoruz. dışarda bizi bekleyen iş güç, çoluk çocuk kaygısı olmadığından düşüncelerimizi s.kiştiriyoruz.

örneğin bir komünist bir nurcuyla ne kadar arkadaş olabilir. ortaköy'de bir kumpir yemeye, sonra bir çay içmeye gidebilir mi? mümkün değil tabi. ondan sonra da hümanizm den bahseder, faşizme bok atar. illa iki ayrı ırk olmasına gerek yok faşizm için. en tabi faşizm burda başlar zaten.

velhasıl, faşizm insanın aynasıdır. tam kendisidir.

iyiliğin ya da kötülüğün ötesindedir. var olandır. hava gibi, su gibi, ölüm gibi.

(bkz: gerçek gerçektir)
(bkz: ya öyle ya böyle)
(bkz: itirazsız)
insanların, kendilerinden olanı benimsemeleri, sahiplenmeleri yahut savunmaları çok doğal bir güdüdür. kendinden olmayanı dışlamakta insana aittir, fakat nihayetinde insan düşünen bir varlıktır.

nefret ve kin beslenmediği sürece kendinden olmayana karşı insanın sınırları olması kötü bişey değildir. paylaşımlarınızın olmadığı insanların varlığından rahatsız olmanız için ancak sizin varlığınızın tehdit görmesi gerekir. tehditler vardır, olacaktır, fakat şöyle de birşey var; bir hümanist insanı salt insan olduğu için değerli kılar. bir faşistin hareketlerini ise ancak psikanaliz sonrasında yorumlayabilirsiniz zira bir insanın hiçbir problem olmaması gerekirken karşısındakileri tehdit unsuru olarak görmesi normal değildir.

faşizmin insana en uygun görüş olduğu komikliğine girişebilecek insanlar neyi savunduklarını da bilmediklerinden kelli ancak kendilerini tatmin ediyorlardır.

ellerinden gelse bok atıp durdukları komünistleri, anarşikleri bir avuç suda boğarlar, kendilerinin dedikleri, diledikleri de bu zaten.

fakat bok atılan bir hümanist, komünist, vesaireist, özetle sosyalist düşünceye sahip bir birey, daha net açılımıyla bir insan o faşist, o kafası karışmış güzel arkadaş tedavi olsun topluma kazandırılsın ister.

bir tarafın oyuncağı silahsa diğeri çiçekleri, böcekleri, insana dair olan güzellikleri seçer. bu iki kavramı özetleyebilecekte herhalde en yalın anlatım budur.

yazarın burada guns and roses dinleyesi gelmiş.