bugün

sonra edebiyat, heves, edebiyat güncesi, üç nokta, mor taka gibi dergilerde şiirleri yayımlanan, kitap çıkarmamış şair. kün adlı şiiri 2007'nin en çok sevilen şiirlerinden biri olmuştu. aşağıda isyan adlı şiiri var.

isyan
inkârın soylu kanatları vardı ki onlar kırıktır
kaynayıp coşsam huruç büyüse dal dal
selam ederim kırık sabahlara
buğday yansa ekmekler mi esmerleşecek
kanasam kızaracak mı sular

selam olsun yıkılan kerpiç duvarlara
yakılan tarlalara selam olsun
kırılsa göçmenlerin kanadı
ağlamak mı düşecek payıma
ateşe hançer çeken yaşlarıma selam olsun
selam olsun kararan gözlerime

ihtilal günlerinden sabırlar devşiren sen misin
sen misin kuytularda inatçı mağlubiyetleri büyüten
kaç kerre gördüm ölülerin üşüdüğünü
ve dahi duydum kanadığını çınarların
yansam, alevden bir çelenk koysalar göğsüme
başım mavzere ayağım denize bakardı
geldim işte silerek hesabımı
övüyorum omzumdaki tüfenk ağrısını
dalgalar kabardıkça kabarıyor
mezar taşlarından isimler seçiyorum
bir utanç gibi uzuyor ömrüm

şafak gümbürdese
turkuvaz koksa denizden uzak şehirler
otlaklara zümrüt diyorsan eğer
her sözünü lanetliyorum

çürüyen dilim beni sars
yasak bir sevdayı anlatır hep türküler
patlamış nar çiçekleri acıkmış gök
tutundum dalınıza
kırılsa üzülecek mi ulu şehirler

bil insan!
koşar ayak geçtik
zeytin ve defne ağaçlarının altından
şelaleler ki yurdu saçlarımızı
acıtmazlardı sular gibi
koçlar bildik ve develer bildik
ve yemişler yedik özlenen ellerden
ey bağbozumlarının uslanmaz neşesi
şarapların bin yıllık tortusu ey
ne kadar uzakta kalsa da gelecektir
bir mülteci gibi yoksul şehrimizi kıskanan
pek çok edebiyat dergisinde şiirleri yayımlanmış şair, edebiyatçı, öğretmen kişilik. çocuk kitapları konusunda türkiye'deki önemli isimlerden biri olan ebru akkaş'la 2008'in mayıs ayında evlenmiştir. heves'te yayımlanan ve tarihine altın harflerle yazılmış olan "kün" adlı şiirini, şiir deryasında apayrı bir yere oturtuyorum ben. kendisini okudukça okutturan, başkasından dinledikçe dinlettiren, su gibi duru, bal gibi tatlı, hafif limoni; lakin her daim rakı kıvamında kafa yapıcı bir şiir. çok konuştun deriko. söz bitsin de hadi, şindik de dizeler gelsin.

kün

kalu belada duydum sesini ben o gündür seni ararım
o gündür seni ararım ayaklanmaların ilk kargışlarında
bir eskimiş saat bekler çıkmaz sokaklarda, ıssız bulvarlarda
sana ne söyleyeyim kara kara odalarda içim buruk bile değil
bilmem uyuyakalır mısın yaz akşamları tahta iskemleler toplanırken
bilmem, istemem bilmeyi ellerinin yumuşaklığını aklının mavi rengini

kan oturmuş uzuvlarım var gözlerim var görülmedik sen bilmezsin
kırık kalmış selamlarım, pazar yıkanmalarım, yapılmamış ödevlerim
kaçıp uzak koyakların yaprak kokularını bulsam da hep aynı yerdeyim
ölü bir dostun son bakışına mı benziyorsun, acı gibi değil, değil matem gibi
dönüp dönüp seni buluyorum sanki hep senden korktum hep sevdim seni
sanki sözlerin altın varaklı kitaplarda çoğaldı açık yeşil torbalarda saklandı
sanki kün dedin bu sokaklar o yüzden boş bu oda ondan dağınık

sinsi kâbuslar tutarken elimden bilmecesini cevaplardım istiharelerin
ah ben ne çok severdim yağ kutularından fışkıran fesleğenleri
açıl derdim kapılara ve açılırlardı beni dışarıda bırakarak her seferinde
şiirler okurdum hiçbir dilde yazılmamış, âşık olunmamış kadınlar severdim
intiharla biten romanlar alırdım, anlardım ölümün sevgili bir sayvan olduğunu
köleler gölgeleri özlerdi, ben utanırdım sana biriktirdiklerimden
gel de al bu kesilmiş saçlarımı saçılmış uykularımı bitmemiş şiirlerimi
sen ol dersin ve olur, dolar sokaklar taze kokular yükselir kara kara odalardan
dünyadaki tüm öğretmenleri tanimadim ama, benim icin dunyanin en esprili en bilgili edebiyat ogretmenidir. bitanedir.
güncel Önemli Başlıklar