bugün

şu kahve falı olayına bitiyorum lan.. faldan veya türk kahvesinden hiç zevk almadığımdan ben bu karenin içinde olamadım daha ama izlemesi süper zevkli.. daha 2 dakika önce ''ya şu giriş datalarıyla ilgili mailing yapmak gerekiyor ya!'' diye kedi gibi öten karı ters dönmüş kahve fincanını görünce kendinden geçiyor.. hemen her kadın bu fincanın içindekileri kendisinin yorumlamasını ister çünkü hemen her kadın yorumladığı fincanlarda gördüklerinin gerçekten çıktığı konusunda çok iddialıdır.. onlara kalsa türkiye'de 40 milyon medyum var ama yine de eurovision'a kim gitsin diye tartışıyoruz hala..

bi de bu işin de usülleri var gözlemlerime göre.. hiçbir kadın başına gelecekleri rapor gibi istemez kahveden.. egzantrik, büyülü, gizemli bir 5 dakika talep eder ki falın gerçekten çıkacağına karşı olan inancı pekişsin.. işte bu yüzdendir ki falı bakan diğer kadın da türlü türlü havalara girer.. sesine ton üstüne ton bindirir, ara ara fısıldar, vurgularını değiştirir.. n'oluyoruz yani? fal faslı bitince sanki bir güvercin yakalayıp iç organlarından yarın ki hava durumunu görmeye çalışacaksın, köpek kemiklerini yere atıp kimin ne zaman öleceğini göreceksin.. kıçını dönüp solitaire oynıycan lan..

bu fallardan da daha bir tanesinin kötü çıktığını görmedim.. falı bakana göre falı bakılan herkes inanılmaz mutlu oluyor, düzlüğe çıkıyor.. lan herkesin mi iş/aşk/sağlığı tavana vurur.. ne refah dolu miiletmişiz.. bir kere de ''ay gülşahcığım valla sen yalnız öleceksin öyle diyor.. kısmet falan hiç yok.. hani kısmet olmaz ama para olur dicem ama yalan olmasın o da yok.. bak bak bak şuradaki nah işaretini görüyor musun? hah işte para yok yani..'' duymadım..

ha bir de 'gördüğü imgeyi karşındakine de gösterme' oyunu var.. ''bak şurda bir yol var görüyor musun bak tam şurda!'' nerde amına koyim görmüyorum.. görsem zaten sana ne işim düşçek oturup kendi falıma bakarım kendim.. gerçi kendi içtiği kahvenin fincanına anlamlı anlamlı bakan bir kz düşüncesi de rahatsız ediciymiş..

bir kere teyzeme bakmıştım kahve falı.. ciddi ciddi ninja kaplumbağa görmüştüm lan.. yalan da söyleyemezsin ki.. ''teyzecim sana 3 vakte kadar bir donatello gözüküyor..'' dedim çaresiz.. güldü gitti.. ne bileyim olm öyle gördüm ben yalan mı dicem.. bak ba şurda görmüyor musun? donatello..
genelde sizin, onun anlattığı palavraları dikkatlice dinlediğinizi fark ettiği anda zuhur eden durumdur. amacı sadece karşısındakileri etkilemekten başka bir şey değildir. korkmaya gerek yoktur. hatta bir süre sonra alışkanlık yapar ve "yahu geçen seferki gizemli konuşması daha iyiydi galiba" diye kendi kendinize kıyaslamalara bile girebilirsiniz. bu durumda moralinizi bozmayın. fal bakan zat yorgundur, aynı zamanda da üşütmüş ve sesine gerekli akustiği istediği gibi veremediğinden kendisi de haberdar olabilir.. bu durumu ona belli etmemek gerekir. zira morali bozulabilir ve içinden " hay siktiğimin sesi niye istediğim gibi çıkaramıyorum seni" diye aklından geçirebilir. böylece fala bakma konsantresi bozulabilir ve iyi sallayamadığı için de sizi bu palavralara inandıramaz siz de bir daha o cafeye gitmezsiniz bunun sonucu cafe zarar etmeye başlar ve patron bu falcıyı işten çıkarır... sizin anlayacağınız sevgili uludağ sözlük ahalisi, adamın/kadının ekmeğiyle oynamayınız. bırakın rahat rahat sıksın sıvasın, atsın tutsun kendini tatmin etsin...
kültürpark'ta karşılaşacaklarınız bunu çok iyi yapar. hele kısık sesle "at bi beşlik devam edeyim..." derken çok gizemli olurlar.
fincanda gördüğünden etkilenip, gözlerini büyüterek ağzındaki sakızı çıtlatmayı birden bırakması ile birleşirse muvaffak olması işten bile değildir.
kapitalist düzen içinde hayat ta kalmak için yapılan inandırıcılık.