bugün

günün sonunda tıka basa doyacağını bildiğimiz için yine hiç bir şey anlamayacağız fakirlerin durumu ile ilgili.

önemli olan fakirleri de imkan dahilinde doyurmak, rızkımızı paylaşmak.

zengin sofralarda iftar yapmak değil asıl ibadet.
Ekmek bulamıyorlarsa sabır yesinler, çünkü fakirlik bunu gerektirir.
fakirler senin halinden anlasa olmaz ama.
Bu düşünce ışığında, oruç tutan fakir kimin halinden anlamak için oruç tutar ki sorusu akıllara gelir.
Peki fakirler sadece açlıkla mı sınanıyor. Çaresizlik, çevresizlik, maddi manevi yalnızlık, ötekileşme hissiyatı.

Bana bir orta halli veya gelirli bir ailenin şunları içermediği sürece fakirlerin halinden anlaması için sadece aç susuz kalmasının yetmesi büyük bir tiyatrodan başka bir şey değil. Öyleyse oruç sadece maskedir.
iftarda tıka basa yemek yemeye kadar sürer.
ateistler olarak oruç tutmadan da anlayabiliyoruz.

darwin ve riv riv ile.
insanlara bazı şeyleri anlatmak gerçekten güç.
Bir yandan cehaletle bir yandan da anlayışsızlıkla mücadele etmek zor.

Birincisi, hangi din, hangi inanç olursa olsun, ibadetler, emirler ve yasaklar dogmadır.
Yani onları yapmak için özel bir sebep ya da anlam olması gerekmez.
Bunları insanlara anlatırken nedenler sıralamanıza, türlü açıklamalar yapmanıza gerek yoktur.

ikincisi, Oruç fakirlerin, yoksulların, aç kalanların halinden anlamak için tutulmaz.
Bu, insanların her şeye bir sebep uydurma, açıklamaya çalışma azminden kaynaklanmaktadır.
Oysa hiçkimse yaptığı bir ibadetin amacını ve sebeplerini bir başkasına açıklamak zorunda değildir.
Niçin oruç tuttuğumu, orucun amaçlarını kimseye anlatmak zorunda değilim.
Orucun yararlı bir şey olup olmadığını kimseye ispat etmek zorunda değilim.
Bu bir kutsal kitapta geçiyorsa, kişi, kendi şartları çerçevesinde yapmakla hükümlü olduğunu düşünüyorsa, imkanlarım dahilinde yapar. Dilerse de yapmaz. Kişinin Bir ibadetin Anlamını idrak edip hayatına katkı sağlamasını sağlaması ise tamamen onun kapasitesi ve beklentileriyle ile ilgili bir durumdur.

Hiç kimse oruç tutmak zorunda değildir.
Hiç kimse oruç tutanlara saygı duymak zorunda da değildir.
Oruç tutanların da saygı beklemeye hakkı yoktur.
Kimse kimsenin ibadetine göre yaşamak zorunda değil.

Ama bu ibadeti açıklama mevzuları kadar da saçma bir şey yok.
Yok beden dinleniyor, yok fakirlerin aç kalanların hali anlaşılıyor, yok şöyle oluyor yok böyle oluyor..
sizler böyle saçma şeyler söyledikçe ibadet kavramı manasız kalıyor. Uydurduğunuz sebepler yaptığınız ibadetleri, uyduğunuz emirleri ve yasakları küçük düşürüyor, sınırlıyor, daraltıyor, küçültüyor.

Din dogmadır arkadaşlar bu kadar basit inanırsınız ya da inanamazsınız.
Sebep uydurmak nedir ki? Ya şu mevsimde bilmem kaç derce sıcakta günde 16 - 17 saat oruç tutuyoruz. Şimdi böyle bir durumda bedeni dinlendiriyorum demek akla mantığa ne kadar sığar? Ben 46 derece sıcak gördüm geçen Ramazan'da ve dışarıdaydım. Böyle beden mi dinlendirilir? insanın iftar vaktine kadar ağzı yüzü takla atıyor açlıktan susuzluktan yorgunluktan. Kaldı ki bir de kutuplar var.. Ya da fakirlerin halinden anlamak nedir? gece acıkmayalım diye durmadan yiyoruz, bi' damacana su içiyoruz. Tamam yine de acıkıp susuyoruz ama Allah aşkına iftarda oruçlar açılırken kaçımız açlığımızı idrak ediyoruz? hemen yemeye başlıyoruz. Şimdi kalkıp da yalan uydurmak niye? Ayrıca imkanı olmayan yoksulluk çeken insanları anlamak için müslüman adamın Ramazan'a mı ihtiyacı var? Hem diyelim ki bir ay boyunca açlık susuzluk neymiş iyice anladık.. E şimdi ne olacak mesela? 11 ay boyunca yemek yerken yüz yüze gelmeyelim diye arkamızı döndüğümüz sokakları anlamak için bu ayı mı bekleyeceğiz? Eğer bunun için bu ayı bekleyip sonra da oruca sebepler uyduruyorsanız, bi' durup soluklanıp yeniden düşünün derim.

Oruç yalnızca yeme içme kısıtlamalarından oluşmaz. Dilimiz, gözlerimiz, düşüncelerimiz, hal hareket ve davranışlarımız da orucun parçalarıdır. Oruç haz veren bütün şeylerden belirli süreler dahilinde uzak durarak yalınlaşmak anlamını taşır. Gerisi de size kalır. ister aç kalanları anlarsınız, ister kendi eksikliklerinizi görürsünüz, ister kötü davranışlarınızı tanımlayıp değişirsiniz, ister bu süreçte kendinize dönüp huzur bulursunuz, arınırsınız.. Bunlar tamamen sizin kendi anladığınız şeylerdir. ama bunları oruç kavramına sebep kılmaya kimsenin hakkı yoktur. Herkes kendi düşünce yapısı, derinliği ve inanç dünyası kadar nasiplenir bu işten. Bu kadar basit işte.
Anlayacaksan her zaman anlayacaksın 12 ay 365 gün şimdi bile 8 saat hayvan gibi yersen halden anlanılmaz.benim amacım ibadet ve nefse karşı gelmek.
Kim demiş fakirlerin halinden anlamak için oruç tuttuğumuzu.

Nefsin terbiyesi ve sabır için tutuyoruz.