bugün

Islamın en büyük problemi din adamları ile. Mesela bizzat genişleme fiilinin yer aldığı ayet mealini çevirenler yalnızca din adamı oldukları için bir kısmı genişlemenin bilimsel anlamını farkedememişler bunun yerine genişliği ferahlık, nimet olarak alıp öyle çevirmişlerdir. Kuran tabi ki birçok anlam içerse de bu bilimsel gerçekliği görecek kişinin pozitif bilim de bilmesi gerekiyordu.

Buna benzer kuranda Lut gölü havzasında gerçekleşen bir savaş anlatılırken savaşın geçtiği yer "alçak bir yer" olarak tasvir edilirken bizim mealciler yakın bir yer olarak çevirmeye devam etmişlerdir. Fakat Lut gölü havzası rakım olarak dünyanın en alçak yeridir.

Bilimi reddeden, görmezden gelen din adamları kuranın müthiş mucizesinin göz ardı edilmesine, kediciklerin soytarıların elinde kalmasının da sebebi oluyorlar dolaylı olarak.

Ve eklemek gerekiyor ki yaşadıkları tarihler en eskisi hicretten sonra 30 yılı olmak üzere birçok tefsirci genişlemeyi aynen göğün evrenin genişlemesi olarak almışlardır.
Kimdir bu tefsirciler. ibn-i Zeyd, Zeccac, ibn-i Kesir, Fahreddin Razi, Ebussuud Efendi, Mukatil b. Süleyman, el-Firuzabadi, el-Taberani ve ibn Cerir Taberi.

Siz daha ilkokul mezunu eski imam turan dursun yayınları, ateist forumlar okuyarak kendinizi kandırmaya devam edin.

Dipnot:samimi olanlar şu siteye kısaca göz gezdirmek zorundalar.

https://kuranfelsefevebil...ve-evrenin-genislemesi%2F
bazı bağnazlar hala kuranda bundan bahsedildiğine inanıp ayet sallıyorlar. bakın kardeşim, kuranda evrenin veya göğün genişlediğinden falan bahsetmez. sizi sağlam kekliyorlar, uyanın artık hülyalarda yaşamayın.

"göğün genişlemesi" tabiri teologlar tarafından bilimsel gerçeklerle bağdaştırılmaya çalışılan bir çok ayetten birinin yine eğilip bükülmesi sonucu ortaya çıkan yanlış bir tabirdir.

ilgili ayetin arapçası (zariyat/47)
ve-ssemâe beneynâhâ bi-eydin ve-innâ lemûsi’ûn(e)

sondaki "musiun" kelimesi ayette kilit noktadır. "göğü genişletmekteyiz" anlamının çıkabilmesi için "musiun" kelimesinin sonuna bir هَا(hâ) zamiri gelmeliydi. ancak kelime yalın halde bulunur ve ayetten genel manada "genişlik sahibiyiz" gibi bir anlam çıkarılmalıdır.

ayetin en sağlam 3 kaynaktan meali

biz göğü kudretimizle bina ettik. hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz. (elmalılı hamdi yazır)
ve göğü bir kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki, biz elbette kâdirleriz. (ömer nasuhi bilmen)
göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter. (diyanet işleri)

bu ayet kuranın bilimsel yönden en büyük mucizesi, müslümanların da en büyük silahı olarak kabul edilir. ancak görüldüğü gibi kuran insanların bilmediği bir bilgi içermez. kuranda mucize arayan kesinkes hayal kırıklığına uğrar. insanlık olarak bilim yoldaşımız olsun bırakın bu düzme ve masaldan ibaret şeyleri.
son bir kaç saat sözlükte takılıp entrylerimi okuyan bir yazar bile çoğu gerçeğin farkına varabilirdi. ancak şiddetle şartlanmışlara kimse gerçeği gösteremez.
Her şey yazıyor maşallah. Ama bizim din adamları hep bir şeyler keşfeldildikten sonra kuranda zaten yazdığını söylüyor. Biraz çalışıp bilim insanlarının yükünü azaltmalılar. Madem yazıyor neden uğraştırıyorsunuz arkadaş? Söylesenize şu şudur, böyle bulacaksiniz, şöyle yapacaksınız diye!

Elin gavuru uğraşıyor ne de olsa..