bugün

ayşe arman'ın bugünkü (18.06.2010) yazısında bahsedilen kadın.

yuh ulan.

kadın ayşe arman'a şunu yazmış:
--spoiler--
BU evlilik konusunda öyle haklısın ki... Ama nedendir bilmiyorum, şimdiki yeni nesil, nasılsa evlilik hayali ile büyüyor. 15 yaşındaki kızım, ilk flörtü ile evlenip New York'a yerleşmenin hayallerini kuruyor. Vitrinlerdeki gelinlik modellerine iç çekerek bakıyor. Arkadaşlarımın kızları da aynı durumda. Biz anneler "Birlikte yaşayın, aşık olun, hayatın tadını çıkartın ve hatta evlenmeden çocuk bile doğurulur bal gibi" öğütleri verdikçe mi bunlar bu hale geliyor diye düşünmeye başladım artık...(Ayşe.)
--spoiler--
o da cevap veriyor. o la la:
--spoiler--
Öyle mi dersiniz, o zaman eyvah, yandık! Yine de inanmak istemiyorum. Ya da bu fikre teslim olmak istemiyorum. Evlilik hayalleri kurarak vakit kaybetmek yerine, iş kurmanın, yaratıcı olmanın derdine düşülmesi çok daha güzel değil mi? Yine de bakmayın böyle dediğime, kararı onlar verecek. Hayat, onların hayatı.
--spoiler--
emma goldman'dır.

"evlilik genellikle iktidasi bir düzenlemedir; kadına bir sigorta poliçesi, erkeğe küçük bir oyuncak ve kendi türünü sürdürme aracı sağlar. aslında evlilik, kadını bir parazit, bağımlı ve çaresiz bir hizmetkar hayatına hazırlarken, erkeğe bir insanın hayatı üzerine ipotek hakkı verir"

kız çocuğunu -evlendirme- politikasında yetiştiren anneye nazaran, eli öpülesidir. candır, anadır.
senin kafan iyi mi anne diye sormak gerekir anneye, sevdiğin adamla birlikte yaşarsın burası gayet güzel tamam da; çocuk yapacak duruma gelmişsek niye evlenmeyelim ki?
(bkz: saçmalayan anne)
tımarhanede kalıyor, kızı da hafta bir yanına uğruyor olmalı.
böyle bir annenin ya sorunları vardır ya da yeni nesil bir annedir.