bugün

evet efendim...

arkadaşlar açıkçası bugün sözlüğe dikkat ettiyseniz pek giremedim. bugün karakoldaydım gün boyu. her ne kadar ben şikayetçi olmasam da, tüm emniyet alarma geçti benim yüzümden. başıma gelen bu olayı çok korkutucu ve adice bir iş olarak nitelendirdiler. yani aslında normal bir vatandaş karakolda olsa şikayet eder de, ben pek şikayetçi değilim. çünkü emniyet amirinin odasında oturdum. çay içtik, sohbet ettik, ak partinin ne güzel işler başardığını teyid ettirdim vs..

neyse, yalnızdım bugün evde. gün boyunca yalnızlığım ile dertleşiyor, duvarlar ile konuşuyor ve tabii ki bu arada ibadetimi gerçekleştirmeyi unutmuyordum. sıkıntıdan patlayacağım ya üff diyordum. nerden bilebilirdim ki başıma böyle kötü bir olay gelebileceğini...

koskocaman balkonumuzda oturmuş ve bir de çay demlemiş içiyordum. hava çok güzel esmeye başladı bir ara. telefonumu ses kayıt özelliğini kullanarak türkü söyledim kendimce. sesim de güzeldir bayağı hani. pek dile getirmem ama, arkadaşlar ısrar edince patlatıyorum bir türkü mest oluyorlar. saatlerce vay be kesin kaset yapmalısın falan diye tavsiye yapıyorlar. benim için önemli değil bunlar...
hülasa, tam o esnada bir tıkırtılar duydum. çok telaşlandım fakat korktum da. hemen balkondan çıktım ve tıkırtıları dinlemeye koyuldum. aşırı endişeliydim çünkü geçen gece reddettiğim dul kadın, üstüme iftira atmak için tangasını kapıya bırakıp çığlık çığlığa çıplak bir şekilde bağırabilirdi allah korusun ya rabbi.

bizim ev iki katlıdır. üst kattaki balkonda olduğum için alttaki tıkırtılara iyice kulak kesildim ve silahımı çıkartarak doldurmaya başladım. genelde iki mermi vardır silahımda. başıma kötü bir şey geldiği zaman biri kendime, birini de karşımdakina sıkmak için elbette. silahımı ağzına kadar doldurdum çünkü laikler evimi basmak isteyebilir. olası bir çatışmaya karşı önlem kısaca. arkadaşlar şimdi ruhsatsız falan demeyin hem taşıma hem bulundurma ruhsatım var benim.
atlet, şort ve çorap vardı yalnızca üstümde. başıma bir şey gelirse böyle gözükmeyeyim diye hemen sessizce üstümü giyindim. aşağıya doğru kafamı uzattığımda dış kapının açık olduğunu farkettim. halbuki evde kimsede anahtar yoktu. geçen gün yatalak valideciğimi teyzeme postalamış, kız kardeşimi dayımlara yollamış, babamı da hastaneye yatırmıştım. allah hayırlara yazsın inşallah, kim ola ki lan acaba? dedim içimden.

içimi korku kapladı ve bir anda dubleksin merdivenlerinden kara murat'ın bizans askerlerinin üstüne zıplayıp öldürdüğü gibi üstüne doğru zıpladım ve yere düştüm. karaltıymış ordaki. hırsız ise yan odadaymış. bir anda karşısında beni görünce şoka girdi ve elinde çaldığı cd lerimi yere bıraktı sertçe.

hırsız mısın lan sen dedim.
aab ab ağbb ağbii see senn miyddiiin dedi. başka da bir kelime edemedi. silahı belime koydum ve her halinden aç olduğu belli olan bu hırsızı daha fazla korkutmak istemedim. geç içeri dedim ve sanki babasını dinleyen bir çocukmuş misali odaya geçti. otur kanepeye dedim, oturdu.

hbbia- neden böyle ahlak dışı bir olaya kalkıştın? hiç aile terbiyesi almadın mı sen? annen baban yok mu? şimdi senin kolunu kesmeliyim aslında. fakat bunu yapmayacağım. bir cevap ver bana öldürsem hak değil mi şimdi seni?

hırsız- abi affet, askerden geldim. ailem ateist olduğu için siktir git çalış iş bul. biz seni beslemek zorunda değiliz dediler. karnım açtı günlerce sokakta yattım. aslında ben beş vakit namazında bir insandım. sevdiğim kızı ailesi dindarım diye vazgeçirdi. sırf laik oldukları için beni istemediler. sokaklarda salatalık satıyorum ortaköy tarafında. artık benimde canıma tak etti ve bir eve girmeye karar verdim. bütün istedikleri o lanet olası elin kiri olan parayı önlerine yığacaktım.

hbbia- bir kere hiçbir hakiki dindar diledikleri olmadığı için hırsızlık yapmaz bunu o pis kocaman kafana sok. seni polislere vereyim mi lan he? karnın açsa gelip söyleseydin. bu ülkede aç insanı kimse kapıdan çevirmez genç kardeşim. bak ben bile yıllarca açlık çektim askerden döndükten sonra. herkes kötü gözle baktı bana. altıma jip aldım bir ara. hemen dediler bu fetocu olmuş. halbuki hakkımla, bileğimin hakkıyla kazanmıştım. sen yanlış yoldasın. bu yoldan dön, vazgeç artık. sevdiğin ise seni sırf namaz kıldığın için bıraktıysa, ki zaten laikmiş boşver ondan hayır gelmezdi zaten.

yüce allah ona yaklaşan herkese dilediğini verir. dualarla yakınlaş allah'a. kalbin götü boklu bir kız için bu kadar dara düşmemeli, allah aşkı için yanmalı kalbin. şimdi mecburen kolluk kuvvetlerimizi arayacağım. yalnız sözümden çıkmayacağını, bir daha böyle ahlaksız şeyler yapmayacağına söz verirsen seni serbest bıraktırır ve işe aldırtırım. herkesin karşısına çıkıp " bakın artık bir işim var. " diyebilirsin.

hırsız: allah razı olsun, çıkar mıyım abi, çıkar mıyım hiç diyerek ellerime yapıştı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. hadi karnın açsa getir dolaptan allah ne verdiyse yiyelim dedim ve o arada kolluk kuvvetlerimizi aradım. 4 dakika içinde gelen kolluk kuvvetlerimize teslim ederek, komser arkadaşlarıma kesinlikle nezarethaneye alınmaması için ricada bulundum. ifadesini aldılar ve şikayetçi olmadığımı yineledim. ben çayımı içerken savcılığa sevkedildi ve bir bakan yardımcısının özel kalemini arayarak serbest bırakılmasını istedikten sonra oradan ayrıldım. komser arkadaşlarıma da onu şu tapu dairesine müdür olarak atamalarını, benim gönderdiğimi söylemesinin gerektiğini ilettirdim hırsıza.

kapıdan çıktığımda kerane tatlısı aldım emniyet binası önünden ve yürümeye başladım. az ilerdeki falcı teyzenin yanına gittim ve çek bakalım kısmetim var mı dedim eğlenircesine. çıkan falım;

yağmur yağmaz her gün
dağılır gider bu hüzün
bir gün bulacak seni de
aşk, para, bir de ün.

para vardı, ün de kendi çevremde vardı bayağı. bir tek aşk eksikti. onu da valideciğim yatalak olduğundan babacığım ile bir kız bularak kapatacağım inşallah.

*hırsıza gerçeklerden, iyi ahlaktan bahsederek doğru yola sevketmektir.
türk idare sisteminde bakan yardımcılığı diye bir birim, kadro yok, müsteşar daha iyi uyardı, aç hırsızın cd çalması da şaçma olmuş. onun haricinde iyi kolpa, tebrikler..
mevlanayı taklit etmeye çalışmak.
hırsızın la bi ziktir cevabıyla karşılaşılabilir.
-şimdi bu evi soyuyorsun ama bir gün senin evini de soyarlarsa ne yapacaksın ?
+bidaha soyguna çıkcam .
-helal olsun . hiç kendini bozmadın.