bugün

Bir tek bizim evde mi heryer ıslak diye sorduran sorunsaldır.
Çocukken üzÜcü bir anıya sahip olmama sebep olan durum.

Sömestr tatili. Anaannemin köyüne gitmişiz ailecek, her fırsatta yaptığımız gibi.
Altı yaşındayım. Kışın köy inanılmaz güzel oluyor. Dize kadar kar. Varsa da Sadece pati izleri. Neyse karda yürüyüşe gideceğiz ben hazırlanmışım. Son kez yürüyüş bölünmesin diye çişimi yapmaya gittim. Dedem benden önce abdest almış yerler sırılsıklam. Çoraplarımla bastım suya. Çoraplar lök! Ama annemler beklemeyecek beni diye düşünüp o ıslak çoraplarla botumu giyip çıkmıştım yola. Aradan on beş dakika geçti sakladığım gerçeği anneme söyledim çünkü ayaklarım donuyordu diZe kadar karın içinde. hemen eve geri yolladı beni haşlayıp.babam kıcağına alsın gibi öneride bulundum da ı-ıh, işlemedi. Onlar iki saat sonra geldiler. Deli gibi eğlenmişler. Kar savaşı, kaymak... aklımda kara dair ne varsa yapmışlar. Ağlamıştım gece boyunca.
ifrit olunası durum.
Tanrının bir mesajıdır adeta. Diyordur ki belki de; bir çorabı değiştirecek ya da kurutacak kadar daha bekle.

Hatta aceleniz varsa demek istiyordur ki belki de; neye acele ettiğini bir daha düşün çorabı değiştirirken ya da kuruturken.

Tanrı seviyor böyle oyunları.
evden çıkarken kedinin çorabı kaçırması kadar kötü değildir.