bugün

evde misafirler varkenki otorite boşluğunu fırsat bilmiş, misafirlerin önünde dövmezler nasılsa, deyip aşırı bir güven duygusunun esiri olmuş çocuktur.
annenin sabahtan beri uğraşıp yaptığı mamalardan misafirden çok yemiş, tüm oyuncaklarını misafir odasının ortasına sererek ve koltukların üzerinde hoplayarak misafir odası kurallarını hiçe saymış, bir de her lafa karışmış, üstüne ailenin sırlarını aşikar eylemiştir. annenin gözü misafir falan görmez. allah ne verdiyse dalar.
misafirlerin acıyan bakışları eşliğinde salyalar sümükler yerlerine çekilip evin diğer köşesinde kumkumalı bir sessizliğe bürünür çocuk...
odanın ortasına sıçıp, sıçmığını karıştırsa yeridir.

hiçbirşey, ''ama hak etmiştin yarraam'' bakışları atan misafirlerin sahte acımaları kadar koymaz çocuğa.
haşarı çocuktur.
büyüdüğü zaman o misafirleri gördüğünde rezillik duyacak çoçuk.
babası sıkılesı cocuktur.
anne bi kafaya kafaya indirir bi de misafirlere bakıp gülümseyerek ortamı yumuşatmaya çalışır. sonuç olarak çocuk için rezalettir. bir daha karşılarına çıkmak istemezsin. misafirler gidene kadar koridorda oturur sessizce ağlarsın. kimse siklemez.
benzin istasyonuna yetişemeden benzini biten insanın küçüklüğüdür. Benzinin yetmeyeceğini bile bile meydan okur.
kolanın asidinin fışkıracağını düşünmeden koşturan insanların küçüklüğüdür, açınca heryeri rezil edeceğini bile bile sıvıyı havada yakalayacağına inanır.