bugün

zor zanaattir.

bakınız bu adam bana tam anlamıyla bir hayvanı andırıyor. hayvan dediysek beslenebilir olanından. tatlış olanından yani.

(bkz: tatlış)

kendisi hayatı kırmızı marlboro, kola ve nescafe üçlüsü arasında yaşar.
nadiren de olsa yemek yediği anlara denk geliyorum. bir beslenebilir hayvan olarak çok yemek tüketmemesi maliyetini katlanılabilir kılıyor tabii.
odasındaki masasının önünden ayrıldığını pek göremiyorum. demek ki onun dünyası için özel bir anlamı var. arada bir o yokken girip '' acaba ne var lan burada '' deyip bakındığım oluyor ama çer çöp ve kapalı bir bilgisayardan başka bir şeye rastlayamıyorum.

haa çöp demişken genellikle çöp kutusu olarak masasının altını kullanır. henüz bunun eğitimini veremedim çalışan biri olduğumdan dolayı çok ilgilenemiyorum.
o odayı kendi doğal yaşam alanı olarak kullandığından çok da umursamıyorum ama.
bazen çiftleşme mevsimi geldiğinde kendisi temizliyor hem.
araştırmalarıma göre eşini etkileme yollarından biri olabilir deniliyor bu davranışa.

çok nadiren de olsa odasından çıktığı ve geniş yaşam alanını gözlemlediği olur ama çok da uzun sürmez.
beni görünce besin zincirinde onun bir üzerinde yer alan canlıymışım ve kendisini potansiyel avım olarak görüyormuşum gibi şöyle kaçamak bir bakış atıp geri odasına döner.
hiç de aynı evin yaşayanıyız gibi davranmadığı oluyor böyle işte.
benden böylesine kaçıyor olması ona tatlış deyişlerimi sorgulatmıyor değil de neyse.

ben ona genelde '' lann dengesizz,bok herifff,yamyam'' gibi ifadelerle sesleniyorum. o da ben öğretmediğim halde '' hoopp '' diye bir nidayla karşılıyor bu durumu. bu da ayrı bir soru işareti.
mahallede ordan burdan mı duydu acaba ?

tatlı şey bazen benim olduğum yere yaklaşıp '' kanka ben bakkala gidiyom bir şey istiyon mu ? '' diye sorar.
en yakın olduğumuz anlar bu anlardır.
aynı zamanda bununla gurur da duyuyorum. kendi başına dışarı çıkıp kaybolmadan yahut kaçmadan evine geri dönebilen bir evcil o.

bazen gelen giden oldukça en başta çekiniyor ısırıp tırmalar mı diye ama zararsızdır.

iyidir de aynı zamanda.

çakmağımın gazı bittiğinde onun odaya dalıp gaz tüpünü kullanıyorum. bu devirde gaz tüpünü paylaşacak adam bulmak zor.
Bi' evcil hayvan olarak kardes beslemek degildir.
az önce yanıma geldi.

''oğlum sende ufak bir stres topu gibi bir şey vardı yaa o buralarda mı'' dedi.
''yok be oğlum allah bilir nerede'' dedim ben de.

sanırım benimle oyun oynamak istedi. hani şu topu atıyorsun,evcilin de koşup yakalayıp getiriyor ya ondan.
tabii ben bunu çok geç anladım.
kırdım sanırım onu..
Benim de bir adet besleyerek hayvanseverliğimi ortaya koyduğum eylemdir. Hemen hemen god isnowhere arkadaşımın beslediği türe benzer özellikler ve davranışlarda bulunuyor benimki de.

Ama sanırım aralarında ufak farklar var. Bunlardan birincisi ve en keskin olanı, benim evimdeki herifin 2-3 günde bir kış uykusuna yatması. Sanırım birazcık gerizekalı benimki ama neyse. Sonbahar ayında kış uykusunun olmayacağını daha öğretemedim. Bir uykusu 15-16 saat civarında. Anladığım kadarıyla bu türün kış uykusu da kısa oluyormuş. Ama uyandiktan 2 ya da 3 gün sonra tekrar geri yatmasıyla diğer kış uykusuna yatan türlerle arasında bir fark daha olduğunu ortaya çıkarıyor.

Ayrıca ara sıra yanıma gelip okula gitmek için de para istiyor. Anlayacağınız üzere egitime önem veren bir tür. Okuldan mezun olmayı da başarabilirse tahminimce sahip olduğu özelliklerle beraber ender bir tür olma başarısı sağlayacak.

Başlıca farklar bunlar. Ama emin olun insana doğa ve hayvan sevgisi aşılıyor bu eylem. Benden tavsiye denemeyeniniz varsa denesin.
güncel Önemli Başlıklar