Ancak şöyle bir problem var ki insanlar peşin parayla nadiren ev alabiliyor. Türkiye şartlarında konut edinimleri ya kredi ile ya da arsa karşılığı olur. Nadiren halihazırdaki eski konutun üzerine birikmiş mevduat eklenerek konut alınır. Sırf ev almak için birikmiş mevduatın olduğunu farzetsek bile faiz geliriyle yaşamak mantıklı olmayacaktır. Çünkü kiracı olunacağından her yıl enflasyonla paralel katlanarak artan bir gider kalemi vardır. Hem faiz getirisi kuvvetle muhtemel enflasyonun altında kalacak ve kira ile diğer kalemler için yapılan harcamalar ana paradan yiyecek, en iyi ihtimalle 7-8 yıl içerisinde birikiminiz eriyecektir. Biz buna leyleği kuşa çevirmek diyoruz. Ayrıca ev sahibi olmaya dair tüm sosyokültürel algıları bir kenara bırakırsak arsa almak veya mevduatı dünyadaki ekonomik konjonktüre paralel diğer menkullerde değerlendirmek daha mantıklı olabilir.

Konuyla ilgili olarak rahmetli Vehbi Koç’un çok güzel bir mottosu var.

-arsa altındır, üzerine ev yaparsan gümüş olur, içine kiracı koyarsan teneke olur.
Burada kaçırılan nokta şu: evi olup yüksek kiraya veren ya da sadece ev gösterip bir emek harcamış havasına girip onbinlerce lirayı cebe indirenler akıllı değil.

Bunu kabul eden alıcılar ve kiracılar aptal.

Bunun farkına varmak lazım önce.

Piyasa şartları diye kabul edilen şeyler insanın bütün yıl boyunca çalışarak elde ettiklerinden fazlaysa kimse kusura bakmasın dünyadaki hiçbir maden ya da mal, bir insanın emeğinden ve ömründen daha değerli değildir. Eğer o insan 'mal 'değilse.