bugün

Hayallerindeki insAnı sevmeye, beklemeye, özlemeye devam etmek...Seveceksin, düşleyeceksin, özleyeceksin ama öyle biri olmayacak gerçekte. Belki Hiç Gelmeyecek, ellerinin kenarına ellerini, gözlerinin içine gözlerini, sözlerinin üzerine sözlerini dokundurmayacak, hayallerde kalacak ama hep özel ve düşlenen bir yanı olacak. şundan eminim ki Gerçek yaşamda aşık olduğun insandan daha fazla kırmayacak seni, daha fazla yıpratmayacak, üzmeyecek, hayal kırıklığına uğratmayacak. Aksine içinde bir huzur, gizli bir sevinç...

Düşler kurardık önceden, aşık olacağımız günlerin ne zaman geleceğine ve kimi getireceğine dair tatlı hayaller. Hayallerimiz bizi hayata bağlardı. Sonra gerçek yaşama, hayatın içine, hayatın içinden birini sevmeye karar verdik. Üç beş sayfaya sığacak kadar Düşsel romantik bir gerçeğimiz olsun istedik. daha fazlası da olabilirdi. Fakat Hayatın içinden sevdiğin biri, ikisi ya da diğerleri hiç düşlerindeki kadına ya da düşlerinin çerçevesini bile süsleyen insana dönüşmedi. olmadı işte. bir şeyler hep ters gitti. çoğu zaman kendini suçladın ya da içine attın ama çözüm değildi.

Gerçek yaşamın yavanlığını, sıkıcılığını göze alarak düşlerini bırakıp geldiğin kişi ne düş ne de gerçekti, o gülümseyince yüzünde oluşan çizgiler senin bitmeyen hüznünde müebbetti. Zamanla düşlerinin kadınının sözde gerçek olan birinden çok daha gerçek, kişilikli, daha etten, kemikten kan ve damardan mürettep olduğunu iliklerine kadar hissettin. Hangisi yaşayan, hangisi ölü iyice test ettin. düşlerine dönüş yolu artık çoktan görünmüştü. zaten o yol gerçeğe indirgenmiş bir ölü hayalden ibaretti. bekletti, azletti,reddetti, tüketti, tükendi, yok olmaya yüz tuttu.

Sonra çok iddialı ve acı bir karar aldın: Yaşayan hiç kimseye aşık olmamaktı. Başkalarına gerçek sana yalan bir hayatın öznesini sevemezdin...
güncel Önemli Başlıklar