bugün

öncelikli olarak; her genç kızın yaşaması gereken süreçtir.

konuyu farklı bir açıdan ele alalım...

"sevgili sevgilimin eski sevgilileri,

bugün öylesine rahat ve huzurluyum ki size nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemiyorum. gördüğüm ve tiksindiğim, o size ait olan bütün s.kimsonik eşyalarınız var ya... bugün... bugün hepsini çöpe attım. beni tanımazsınız belki ama evet ben attım. görmeliydiniz nasıl uçuştuğunu o çok sevdiğiniz eşyaların havada, nasıl da buruşturulduğunu en sevdiğiniz kitapların. çöplerle beraber yakılmaya gittiğini görmeliydiniz. ayaklarınızı soktuğunuz, burnunuzu sildiğiniz her şey yok oldu şimdi. babydollarınıza kıyamadım ben giydim. çok yakıştı. gerçekten çok üzgünüm. anılarınızı attım ben bugün çöpe. umarım kızmazsınız bana. zaten hakkınız da yok. sizden geriye ne kaldıysa hepsini yok edeceğim. kin ve nefret duygularıma hakim olamadığım için de üzgünüm. bir yazı mı bıraktınız geriye? hemen karalayacağım. bir resim mi? kalın kaş ve bıyık çizeceğim. bir fotoğraf mı? yakıp küllerini birama katacağım. sonra da gidip sıçacağım. öylesine huzurluyum ki bugün. siz bile buna engel olamazsınız. elinizden hiç bir şey gelmeyecek artık. tükettiklerinizi bile geri alacağım. üretim yapamayacak hale gelmeniz için duacıyım. büyük ihtimalle de salaksınız zaten. benden de güzel sayılmazsınız. evet ben bugün huzurdan çok nefret doluyum. zihnimden silinmeniz için her şeyi yapacağım. koltuğu sen mi seçmiştin küçük sıçan? o zaman o koltuğu da atacağım. kumandaya sen mi basıyordun? onun da tuşlarını çıkaracağım. elini değdik hiç bir şey bırakmayacağım ortada. gerekirse sevgilimi bile atarım çöpe. yeter ki siz olmayın düşüncemde. kıskanmayın sonra sizden daha mutluyum diye. birer madde olarak yer almayın gıcık olduklarım çizelgesinde. öylesine yok olun ki, bakir bir erkeği bozma duygusunu yaşayayım zihnimde."
acılı sancılı bir süreçtir. en son intihara kadar gidebilecek atma ve katletme işlemidir. bir hafta önce kalbimin sahibi dediğiniz varlığın sahip olduğu o kalbi de çöpe atmanız icap edebilir.
biten iliskinin en keyifli surecidir. zira eski sevgilinin suratina karsi soylenemeyenler, icte kalan cumlelerin acisi o esyalardan cikartilir.
(bkz: dear manu)
mevzu bahis işlem yapılırken fonda kibariye'nin tarkan ile olan harika düetinin de çalınması farzdır, caizdir, mübahtır:

"yah bötün fotooraflaruuu, ona ayit bötün eşyaağlaruuuu,
bu gece ömütlerini alh goynunnaaa,
gün doğmadan unut insafhsızuuuu,

aaaaaaa aaaağğğğğğhhhh uuuuuu uuuuğğğğhhh,

unut insafsuzuuuu !

(det det deeret deret, det det deeret det. det det deere dereret, det det derereret. deee ree ree re ret, deee ree ree re ret, deere re re re reret, deee re re re reret.)"
Eskidenmiş. Şimdi ki radyasyon jenerasyonu için "Eski sevgiliyi msn' den silme süreci" var.
zor bir süreç olsa da olması gerekendir. çünkü ona dair ne varsa size onu hatırlatır. elinizdeki her cansız objenin onunla birlikte geçirdiğiniz zamanlara tanık olduğu bir anısı vardır mutlaka. ha kimisi der ki;" ben onu tamamen unutmak istiyorum. ona dair ne varsa hiçbir iz kalmasın hayatımda. onu hatırlatacak her şeyden kurtulmalıyım." kimisi de der ki;" ben onu gerçekten sevdim ve bir ömür boyu seveceğim. belki bu nesneler cansız ama her biri ondan kalan birer parça. hepsi birer yadirgar bana."

ikisine de saygım var. ilişkilerin nasıl sürdüğüne ve nasıl bittiğine bağıdır bu durum çünkü. ama en zoru nedir biiliyor musunuz? fotoğrafını yakmak! evet , evet en zoru budur. ona ait yahut ikinize ait bir fotoğrafın ucunu çakmağın tek bir çıt sesiyle tutuşturursunuz ve her gün sevgiyle baktığınız o derin gözlerin, dokunduğunuz; kokusunu içine çekmeye alıştığınız teninin giderek kapkara bir kül yığınına dönüşmesini seyredersiniz. gözyaşlarınız pıt pıt damlar yanaklarınızdan. hayat bir dakikalığına durur. kalbinizin attığını, nefes aldığınızı hissetmezsiniz. sırf o yüzü bir daha görmeyeyim diye bu yükün altında ezilmeye razı olursunuz. sonrası mı? sadece gözyaşlarınız diner; onu unuttuğunuzu zannedersiniz oysaki yapmış olduğunuz tek şey onun yokluğuna alışmış olmanızdır. kül yığınına dönüşen o sima ise nakış nakış işlenmiştir ruhunuza. yaşadığınız müddetçe isteseniz de silip atamazsınız.
ayrıldığın an itibariyle anında yapılması şiddetle tavsiye edilen bir durumdur. ne kadar atma işlemini çabuklaştırırsan o kadar kafan rahat olur.
--spoiler--
Numarayı fotoğrafları falan silebilirsin eşyalarıda çöpe atarsın iyi güzel de anıları nerene sokacaksın canım duyamadım.!
--spoiler--
sevgilinin sana çektirdiği süre kadardır.
adam hayatınızdan çıkmış ama bir bakıyorsunuz ki gardırobunuzun yarısı onun aldıkları, kalemlerinizi bile o almış, gündelik eşyalarınızın çoğu onun seçimi... öyle bütünleşmişsiniz ki o eşyalarla ayrıldığınızda bile bir süre gözünüze batmıyor onlar. Sonra an geliyor bıçak keser gibi tek kalemde atıyorsunuz hepsini... o an içinizde o adama dair bir kırıntının dahi kalmadığını anladığınız ilk an işte.
butun hepsını atabılırım ama sıyah mınık puanlı elb onu atamam sevgılı o yaz kıs hep dolabımda kalacak.