bugün

şair, edebiyatçı, hukukçu, siyasetçi 1946-1952 yıllarında faaliyette bulunmuş türk sosyalist partisinin kurucu genel sekreteri yerli türkiye ye özgü sosyalizmin ilk savunucularındandır.
Ben onu ilk kez 1982 yılında, Aziz nesin'in Milliyet eki olarak verilen bir kitapçıktaki öyküsünde tanıdım.
Benim Delilerim'de bir kadını anlatıyordu. Esat Adil Müstecaplıoğlu'nun karısıydı, anlattığı deli.

1999'dan bu yana Abdullah Öcalan'ı konuk eden, kurulduğu 30'lu yıllarda mahkum emeğinin sömürüldüğü, tarım açık cezaevi olarak uzun yıllar hizmet gören imralı’nın, ikinci dünya savaşı yılları içindeki müdürü, ki daha sonra cezaevleri genel müdürlüğü de yapacaktır.
Esat Adil buradaki görevi sırasında, ceza evini yeniden düzenlenmesi süreci içinde, zengin bir kütüphane oluşturur; inanmazsınız, kütüphanede on bine yakın kitap vardır.

Dünya ve Türkiye'nin haklar ve özgürlükler tarihine geçmiş, bugün pek bilmediğimiz bu ilginç kişi hakkında bu vesileyle kısa bir bilgi de şudur:
Kuvayı Milliyecilikle Belçika’da tanıdığı Emile Vandervelde’in temsil ettiği II. enternasyonal sosyalizmi’ni harmanlamış bir kişilikti.

Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Belçika’da ceza ve infaz sistemleri üzerine çalışmış, ülkeye döndükten sonra 1931’de Balıkesir’in Balya ilçesindeki maden işçilerinin ‘açlık yürüyüşü’nü örgütlemişti.

1942’de imralı’ya müdür olarak atandığında, aynı zamanda Mudanya Dağları’nda Trakya sınırına dayanmış, Yunanistan ve Bulgaristan'ı işgal etmiş muhtemel nazi tehlikesine karşı ‘Sarı Mustafa Gerillaları’nı örgütlemeye soyunmuştu.
işin daha ilginci, örgüt adını, 15. yüzyıl başında ortaklaşmacı bir düzen kurmak için ayaklanma düzenleyen Simavne Kadısı Şeyh Bedreddin’in müridi Börklüce Mustafa’dan almıştı.

40'lı yılların tek sol muhalif gazetesi Tan’da; 31 mart 1945’ten gazetenin tahrip edildiği 4 aralık 1945’e kadar, “Adiloğlu” takma adıyla yazdığı kroniklerde; en çok, tek parti diktatörlüğü’nün hukuksuzluğunu göze batırınca, gerçek kimliğini öğrenen milli şef ismet inönü; adalet bakanı’na, “Susturun şu köpeği!” emrini verdi. Susturdular tabi.

Çok partili rejime geçiş sürecinde 16 mayıs 1946’da, Demokrat Parti’yle aynı günde kurulan Türkiye Sosyalist Partisi (TSP)’nin kurucusu ve adı bu partiyle bütünleşmiş insandır.

Parti kapatıldı, hapishanelerde yatarak yargılandı ve beraat etti.

1950 yazında bu kez Türkiye Sosyalist Partisi’ni, Tkp’yle hiçbir bağlantısı olmaksızın ikinci kez kurup faaliyete geçirdi.
Türkiye Sosyalist Partisi, 1952 haziranı’nda tekrar kapatıldı, Esat Adil öteki yöneticilerle birlikte tutuklanıp yargılandı.

Bu davada, partinin üyelerinden biri, Esat Adil’in ve öteki yöneticilerin aleyhinde “kamu tanığı” olarak ifade verdi.
Kim mi? Attila ilhan...
Evet, şair Attila ilhan.