bugün

Şehrin ortasında kalan Erzurum kalesinin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir.Kalenin varlığın milattan öncesine dayanmaktadır.yapılışından sonraki devirlerde Urartu,Roma,Bizans ve Sasanilerin hakimiyeti altında kalan kale,11.yy.dan itibaren Türklerin hakimiyeti altına girmiştir.Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Erzurumla birlikte Kaleden de söz etmekte ve iki katlı sur duvarlarıyla çevriliş olduğunu ,içindede toprak damlı 1700 adet ev olduğunu belirtmektedir.
*
manzarası fena değildir. çifte minareli medrese'nin karşısındadır.
içinde saat kulesi vardır. çifte minerali medrese ile bir tarihe tanıklık eder. kaleye çıkmadan sol tarafta küçük bir çay evi vardır. adını da vereyim tam olsun : huma kuşu çay evi. önce orada oturup, erzurumlu dedeleri, yaşlı amcaları izleyeceksiniz kıtlama çay eşliğinde, belki de karadut. servisi yapan kişinin size "hocam" diye hitabına alışmanız da fayda var. erzurum'da bu hitaplar yaygındır, saygıdandır. kale hakkında bilgi isterseniz buradaki esnaf oldukça tecrübelidir.

çay evini geçtikten sonra yavaş yavaş çıkıyorsunuz kaleye. yorucu bir yokuşu yok öyle. yedi kapılı medrese, karskapı erzurum kalesi'ne bakar. palandöken'i karşınıza aldığınızda içinize derin ve serin bir erzurum havası alıyorsunuz. tertemiz! buraları, batı gibi kirlenmemiş ve asfaltlanmamış yerler.

kalenin içi oldukça geniş. mescit vardır. tepsi kule olarak ta bilinen saat kulesine çıkmalısınız sonra. merdivenleri çok küçüktür. gözetleme eri hislerine kapılmak istiyorsanız en tepesine çıkmalısınız. böylelikle cumhuriyet caddesi, tebrizkapı, gürcükapı, karskapı ayaklarınızın altında oluyor.