bugün

havaların ısınmasıyla baş gösteren ve klimasız minibüs yolculuklarında hemen hemen her gün yaşanan hezeyandır. senaryo şudur, sıcaktan bunalıp şikâyetlenen teyzeler camı açmaya çalışır, ancak kilidi zamanla aşınıp sıkışan cam açılmayınca şöföre "oğlum, şu kapıyı açıver azıcık!" serzenişini savurur. şöför "yasak abla, nasıl açayım seyir halindeyken? sen bana ceza mı yedireceksin öğlen vakti?" savunmasıyla bu sitemi öteler. lâkin teyze inatçıdır, "dünyanın parasını kazanıyorsunuz, bi' klima, bi havalandırma neyin takdıramadınız mı?" diye raundu yeniden başlatır. şöför "la havle!" çeker ve dikiz aynasından o an ayakta dikilen kurbanını yakalayıp seslenir: "bilader, şu tavanı açıver sana zahmet!"

o esnada söz konusu ulaşım ritüelinden kopmuş, kulağında kulaklığıyla kendini müziğe verip kafasındaki sekizinci klibi çeviren genç şöförün ricasını duymaz. ama o teyze yok mu, ah o teyze! bir aim, bir gtalk, bir messenger'mışçasına duyurur o sesi, iletir o mesajı! kolunu uzatıp elemanın pantolonunun baldırından çekiştirerek tavanı işaret eder: "yavrum, hişş! açıver şu kapağı!"

evet, işte size imtihan! eleman teyzenin derdini anlar, diplerindeki kıştan kalan kireç lekeleri ve pastan camların sıkıştığını da anlar. çevre yolunda seyir halinde olduklarından bırakın açmayı, kapıyı az bir şey dahi aralayamayan şöförün o haklı sebeplerini de anlar. yalnız tek bir şeyi anlayamaz, "ya açamazsam?"
bir çok belediyenin yeni aldığı otobüslerin çevir-aç tavan kapakları sayesinde çözmüş olduğu sorundur. ama minibüslerde durum hala aynıdır ne yazık ki.
toplumumuzda özellikler erkeklerde görülen kasık fıtığı rahatsızlığına neden olan önemli etmenlerden biridir, bunu bir benzeride otobüslerde yan cam ve tavan için geçerlidir, kendisini aslan yavrusu zanneden gencimiz ortamda bir kahraman edası ile üst tavan kapağına asılır açmak için olanca kuvveti ile asılır, açılmaz iki eli ile zorlar terler kızarır , hırs yapar ama bu zorlamalar sırasında kasık kaslarının gerilmesi ile zayıf bir bölgede nur topu gibi fıtığı olur gencimizin.
uzun boylu erkekleri ilgilendiren imtihandır, kısa boylular zaten uzanamayacaktır o lanet olası * kapağa.
otobüslerde boğaziçili çakal kızların saf anadolu çocuklarıyla tşk geçme araçlarıdır. bizzat şahit olunmuştur.
açılmasının kolay olduğunu sandığım, ama deneyince hiçte öyle birşey olmadığını anlayıp, başka birinin hemen açmasıyla yerin dibine girdiğim kapak.
bir de o ani açılma * sesi ile bütün otobüs size bakar, küfür ederler, kötü kötü bakarlar. ellememek en iyisidir.
çok sıcak bir günde sizinde yaşayacağınız bir olaydır zira o kapak oraya öyle bir yerleştirilmiştir ki şoförden başkası açamaz. zaten açmaya şoförde gelmez yandık yani. *
hele minibüste teyzeler varsa 'evladııım senin boyun uzun, şu kapağı kapatıver hadi evladım' derlerse çok can sıkan bir eylemdir.
bir de iğrenç tıklım tıklım halk otobüslerindeki yaz günü kapalı vaziyette olan pencerelerin de benzer bir teste alet edildikleri görülür. Lanet cam sıkışmıştır,açılmaz. Daha önce de deneyen çok olmuştur açmayı. Sıradaki tester arkadaşı bir gerilim,heyecan sarar. Bi de etrafta güzel bir kadın oturuyorsa tribe girer ya açamazsam diye. Eğer başarır sıkışmış camı açarsa rahatlar, takdirini kazanır nefes alan ahalinin.
tavan yarılsa da içine girsem dedirten andır.
güncel Önemli Başlıklar