bugün

birinden hoslandiginizda gercekten aklinda tuttugunuz ve sozluge baslik acacaginiz ozellikleri boyle mi? hüzünlü
ben gülüsünden bahsetmeyi secerdim
(bkz: hıhı peki tamam)
ilaçlarını aldığı sürece sorun çıkarmayacak olan insandır. küçük krizler geçirebilir. hep geçiren olduğum için hiç kriz geçiren kişi görmedim haliyle kendi krizlerimi de hatırlamıyorum ancak küçük krizlerde bir noktaya bakıp algılama kapanabilir bazı kaslar kasılabilir. ayakta uyuyor görüntüsü verebilir. farkında olmadan robot gibi yürümeye başlayabilir. sadece dikkatli olunması ve sinirleri bozulmaması gereken hoşlanılan insandır. çünkü stres fena halde atağa neden olur.
ilk olarak hoşlanan kişide peygamber sabrı gibi sabırlı olması gerek nitekim hasta her an nöbet geçirebilir.allah sabır versin diyeyim başka ne diyebilirim ki...
-off numan çok güzel git-gel yapıyorsun. tavşan gibisin seni hınzır seni...
+/^%^+&%+&+^&%/&'%^!%&(/&
-ohhhh durma devam et...
epilepsi hastası olmayan birinden hoşlanmak kadar doğaldır.zira hasta olması sevgimizden bir şey eksiltiyorsa insanlığımızdan şüphe etmemiz gerekir.
bununla yaşamayı göze almak demektir.
sevmek bunu gerektirir...
içerik bulunamadı.
yıllar önce lise 3. sınıfa giderken sınıfa yeni bir kız gelmişti. hani sonradan gelen kızlar hep güzel olur ya bu kız da onlardandı. neyse efenim ben de sınıfın atılgan öğrencilerinden biri olarak boş olan ön sıramda ona yer verdim. *. saçları o kadar güzeldi ki saçlarına bakmaktan dersi bile dinleyemiyordum. o günün çıkışında ise benim servisimde olduğunu öğrendim. hemen yanımdaki arkadaşı kaldırdım. yanım boş buraya oturabilirisin sevgi dedim. evet adı sevgiydi ama belkide sevgiden en yoksun kişiydi.
gel zaman git zaman serviste hep yan yana gittik. iyi bir arkadaş olmuştuk. aslında hoşlanmıyor da değildim ama henüz açılamamıştım kendisine. bir gün karar verdim ve o gün ona açılacaktım.
yine her zamanki yerimde servisimi beklemeye başladım. peugeot marka servis köşeyi döndü ve önümde durdu. bindim servise günayın çektim servisteki öğrencilere. sonra yerime doğru yöneldim. sana da günaydın sevgi dedim. cevap alamamıştım.
uyuyordu herhalde. ben de yerime oturdum ve okula kadar gittik. okula geldik sevgi dedim dürttüm hafiften. kalkmadı. bir daha dürttüm yine hareket yok. hemen servis şoförüne söyledim o da müdür yardımcına söylemiş. apar topar hastanmeye götürdüler. meğer sevgi bir epilepsi hastasıymış ve ben onu uyuyor sandığımda kriz geçiriyormuş. o an dünya başıma yıkılmıştı. çok farklı duygular içerisindeydim. boşluktaydım herkes her yandan beni çekiyordu sanki fakat hiçbir yere gidemiyordum. iki hafta sonra sevgi okula dönmüştü. bense ondan iyice uzaklaşmıştım. artık önümde oturan sevgi yle konuşmuyordum bile. sen hasta olamazsın diye haykırmak istiyordum suratına yine gücüm yetmiyordu belkide. servisteki yerimi de değiştirdim. sevgi nereye oturuyorsa ondan kaçıyordum günaydın bile diyemiyordum yüzüne bakarak. o da anlamıştı artık yanında olmadığımı. durumuna çok üzülüyordum ama hiç belli etmiyordum. sonunda kendisini de kendimden uzaklaştırdım. haftalar sonra yine hasta olmuştu en sonunda babası onu okuldan aldı. ben her gün onu düşündüm ama bir elveda bile diyemedim. ne zaman konuşmak istesem içimdeki bir korku bunu engelliyordu.

aradan çok yıllar geçti şimdi nerdedir hasta mıdır hayata gözlerini yummuş mudur bilmiyorum ama hala içimde ağlayan biri gibi bazı akşamlar rüyalarıma giriyor. çok pişmanım sözlük. keşke hep yanında olsaydım. zor zamanında elinden tutup buradayım diyebilseydim.