2008 altın palmiye ödülü alan film.
başrolünde bir türkün oynadığı * fransız yapımı bol ödüllü pek beğenilmiş bir film.
burak özyılmaz'ın rol aldığı film.
2008 tarihli laurent cantet'in yönettiği bu fransız yapımında çoğu göçmen çocuklardan oluşan bir orta okulun bir sınıfının bir dönemi gerçekçi bir şekilde aktarılıyor.

gerçekçi olmasının temel nedeni, amerikan sinemasının yüzlerce kez çektiği, problemli bir sınıfa gelen iyi kalpli, süper öğretmenin tüm sınıfı adam etmesi, içlerindeki iyiyi, yeteneği ortaya çıkarması fantazisinden uzak durup, öğretmenin tüm iyi niyetli çalışmalarına rağmen kısır döngüyü kıramaması.

yanılmıyorsam müzik yoktu filmde ve bir belgsel gibi ilerlemesine rağmen beni içine çekti, sarıp sarmaladı.

önce kitabı yazan sonra senaryoya çeviren filmin başrol oyuncusu François Bégaudeau aynı zamanda gerçek hayatında da bir öğretmen. ve doğrularıyla yanlışlarıyla gerçek bir insan.

oyunculukların oldukça başarılı olduğu filmde neredeyse her karakterin bir derinliği var ve her karakterin okuldan sonraki hayatını da izlemek iistedim.

kameranın sürekli sınıfın içindeymiş gibi hissettirmek amacıyla kullanılması sınıfın gerçekliğini iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor.

özellikle de okulun son günü "bu dönem neler öğrendiniz" sohbetinin yapıldığı ders bitiminde bir öğrencinin öğretmenin yanına gelip "okulda hiçbirşey öğrenmediğini" söylediği sahne çok etkileyiciydi.

gerçeklik kaygısını taşımış yönetmen ve bunu da başarıyla yansıtmış.

sonunda okuldan kovulan öğrencinin silah donanıp okuldaki herkesi öldürmeyeceği bir film bu.
ödüllü bir fransız filmi.

derin bir film. kimlik, ırkçılık, ötki, medeniyet, az gelişmişlik, üçüncü dünya, entegrasyon, göç gibi dünyevi kavramları bence oldukça başarıyla ele alan derli toplu bir film bu.

aslında daha derin analiz yapabilmek için fransa'yı daha iyi bilmek gerek. malum orası en az burası kadar karışık-karmaşık. bu sebeple daha genel düşünebiliyor insan.
en başta gerilim dozajı ve karakterlerin iç dünyalarının dozajı çok iyi ayarlanmış. öğretmen-öğrenci ilişkisi oldukça başarılı aktarılmış. kendimi gerçekten o sınıfta hissettim. eski günler geldi aklıma iyisiyle-kötüsüyle.

sonra eğitim denen olmazsa olmazın ne kadar çetrefilli bir bok olduğunu yeniden anladım. unutmuşum bu iyi oldu.

kısaca çok yazıp çizmeye gerek yok. izlenmeli ve üzerine düşünülmeli. düşündükçe kendi halimiz aklımıza gelmeli. bizim o muhteşem eğitim sistemimiz aklımıza gelmeli. geldikçe üzülmeli...
türkiye'deki birçok üniversitede, meslek yüksekokulunda dahi tartışılmayan konuların fransa'da bir ortaokulda geçmiş olmasıyla ilgimi çekmiş filmdir. tabi buna ırksal yapı analizlerini ülkesel farklılıklar babında derinlikli değerleyince hatta françois'in iyi bir öğretmen olmakla beraber kendisini tutamayıp sınıftaki kız öğrencilere kullandığı sıkıntılı tümceyle * öğretmen-öğrenci ilişkisini son derece gerçekçi yansıtışıyla başarılı bir film kuşkusuz.
en basitinden bir öğrencinin okuldaki durumunu dahi masaya yatırırken öğretmenler arasında geçen fikirsel tartışma ve argümanlar ülkemizde alışık olmadığımız türden derinlik içeriyor.
sonuçta filmin insanı öğrencilik zamanlarına götürmesi kadar,izleyeni fazlasıyla içine aldığı da doğru. bu da filmin diğer artısı.
izlenmeli.
10 üzerinden 7.5!