bugün

kendisinin bir tür zorunluluk icabı oy verdiği elitist zümreye kendisi kadar sıcak bakmadığı için ülkenin yarısına bidon kafalı, mal, sığır gibi güzellemelerle taltif eden, somadaki cenazelere, kendisinin tapındığı gerici kemalizme uzak oldukları için ''hakettiler'' diyecek kadar rahat bir alçaklığın götünü tutmuş, türkiyede bir partinin liderliğini yapan ahmet türk'e atılan tokat için adaletin tokmağı diyecek kadar alçalabilme becerisi olan, millet vekillerine, o plakayı götünüze sokun diyecek kadar yüksek seviyede olan, darbe yapmış eski liderlere ve darbe teşebbüsünde bulunanlara bir kere bile tenkitte bulunmayıp ülkenin yarısının desteğiyle iktidara gelen başbakana allahın salağı, millet mezarına tükürecek diyecek kadar ağır ve oturaklı bir dile sahip olan ve nihayet alman ortaklarının emrini yerine getirip yeni bir savaş stratejisi gereği patronu tarafından götüne tekme basılan yılmaz özdil'den daha kalitesiz bir aydın değildir. ikisinin arasında bir fark vardır biri çekirdeğe çiğdem derken, öteki üç sene önce katil dediği pkk'ye yalakalık yapar ve nihayetinde o örgütün partisinden milletvekili olur. en belirgin ortak yanları ise, düşmanımın düşmanı dostumdur mucibince aynı düşmana karşı kullandıkları riyakar dili birbirlerine asla uzatmamaları..

edit: siz bu yazıyı okurken başlığı açan ve sonrakiler çok uzakta olmuş olacaklar. başlık başa kaldı anlayacağın.