bugün
- icardi190531
- icardi1905'i silip atmak9
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi9
- escort ile evlenmek8
- alex de souza vs fred10
- rusların en iyi olduğu şeyler13
- dondurma yalarken erkeklerin sürekli bakması8
- jayden oosterwolde11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması17
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması13
- karınız olsa döver misiniz10
- anın görüntüsü17
- fenerbahçe15
- yeşil gözlü erkek olmak11
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim13
- fulya öztürk9
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz16
- dursun özbek19
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi24
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı13
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması8
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı106
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- sevgilinin kız arkadaş lobisi9
- karıya kıza doymuş erkek26
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- fenerbahçe büyüklüğü9
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
- fenerbahçe taraftarı26
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz14
- bik bikinize ne dikersiniz13
- bik bik'in cinsiyeti16
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir11
Ülkemizde, engel durumunuza göre değişiklik göstermekle beraber bir engelli olarak eğitim kurumlarına erişmenin, meslek edinmenin ne kadar meşakkatli bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz. Siz düşünülmeden inşa edilmiş bir şehirde gerek sosyal gerekse fiziksel anlamda engellerle dolu yollardan geçip okula, eğitim veren kurumlara erişmek işin başlangıcı… Devamında ise ulaşım sorununu çoğu zaman kendi imkanlarınızla çözmeye çalışıp erişebildiğiniz eğitim kurumunda uygunsuz binalardan, sizi öngöremeyen müfredat ve “sözde” eğitimcilerden oluşan engelleri aşıp meslek edinebiliyorsanız, “şanslı(!)” addediliyorsunuz. Ki, insanların istedikleri eğitimi alıp meslek edinmeleri, şans değil, bu ülkede yaşayan herkes gibi engelli vatandaşlar için de temel haklardandır.
Eğitim almakla, meslek edinmekle de iş bitmez. Aldığı eğitim, edindiği meslek doğrultusunda işe girip çalışmanın, üretmenin, bir birey olarak üreterek geçimini sağlamanın da önüne konulmuş engelleri vardır engellilerin. Zaten bu yüzden gerek kendi fiziksel engelleri gerekse sosyal engellerle mücadele eden birey, engelli midir, engellenen midir, tartışılır.
iş başvurusu yaptığınız kurumun sizin engelinize uygunluğundan tutun da ulaşım ve işverenin tutumuna kadar bütün şartlar engelli bireyin aleyhine işler. Özelde durum bu olunca eğitim alıp meslek edinebilmiş şanslı(!) engelliler, ister istemez kamuda çalışmaya yönelerek, Engelli Kamu Personel Sınavı (EKPSS) ile atanma çabasına girmektedirler.
Özel sektörde, vasıflarına ve şartlarına uygun şekilde istihdam edilemeyen engelli birey için -istisnalar olmakla birlikte- kamu sektöründeki durum da pek farklı değildir. Yüksek öğrenim görmüş ve bu yolla meslek edinmiş engellilerin büyük çoğunluğu, sınavda ciddi puanlar almış olsalar da diplomalarının karşılığı olan kadrolar açılmadığı için, “en azından bir işim var” diyerek diploma, vasıf ve unvanlarına uygun olmayan kadrolarda çalışmaya -mecburen- razı olmaktadırlar.
Bir soruyla netleştirelim: Siz hiçbir engeli olmayan bir doktor, mühendis, öğretmen ya da bilgisayar programcısısınız (bu meslek örnekleri çoğaltılabilir) diyelim. Kamuda çalışmanız söz konusu olduğunda, edindiğiniz meslek dışında, mesela “düz (vasıfsız) memur” olarak mesleğinizle ilgisi olmayan, düşük ücretli alt kadrolarda istihdam edilmeye ve mesleğinizi tam olarak icra edemeyeceğiniz işlerde çalışmaya razı olur musunuz? “Olmam!” dediğinizi duyar gibiyim.
işte, ne yazık ki “iş verdik ya, daha ne istiyorsun?!” zihinsel hastalığının hüküm sürdüğü bu iklimde engelli birey, iş bulduğuna şükretmekle beraber, kadrosu ne olursa olsun şartlar dâhilinde mesleğini icra etmek için çaba sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Sorun varsa çözüm de vardır. Peki, çözüm nedir? Madde madde ifade edelim:
1. EKPSS ile atanacak bütün engellilere diplomaları doğrultusunda kadro verilmelidir.
2. Kamuda halen atanmış ve çalışmakta olan engelliler, herhangi bir ek şart ve sınav olmaksızın, diploma ve vasıfları doğrultusunda olmaları gereken kadrolara geçirilmelidir.
3. Kamu sektöründe çalışan engelli personel, vasıfları ve fiziksel şartları doğrultusundaki işlerde çalışmalıdır. Burada amaç, çalıştığı kurum için engellinin vasıflarından maksimum düzeyde faydalanmak, engelli içinse zorlu bir süreçle elde ettiği mesleğini olması gereken ekonomik şartlarda icra etmek olmalıdır.
4. Atanan ya da halen çalışmakta olan engelli personelin kamuya atanmadan önceki çalışmışlıkları, kamu/özel ayırt edilmeksizin hizmet birleştirilmesiyle derece/kademelerine yansıtılmalıdır. (Bu hususta geçerli mevzuata göre kişi eğer memuriyete atanmadan bir kamu kurumunda aynı teknik kadroda çalışmışsa, hizmet birleştirmesi yaptırdıklarında çalışmış oldukları günlerin ¾’ü derece/kademe olarak memuriyetlerine yansıtılmakla beraber, yüksek öğrenim görmüş engelliler, çoğu zaman olması gereken kadrolarda istihdam edilmedikleri için bu imkândan dahi faydalanamamaktadır.)
Şu anlatmaya çalıştığım tablo bir gerçeklikken “hakların elde edilememesi hatta gasp edilmesi” konusunda, engelliler açısından toplumsal duyarlılık gösterilmeyip söz konusu duyarlılığın farklı yerlere yönlendirilmesini “sosyal romantizm” olarak gördüğümü de ifade edeyim.
Hakların -mücadele ederek de olsa- elde edilebildiği bir sistemin kurulduğu günleri, yaşarken görmek umuduyla…
Eğitim almakla, meslek edinmekle de iş bitmez. Aldığı eğitim, edindiği meslek doğrultusunda işe girip çalışmanın, üretmenin, bir birey olarak üreterek geçimini sağlamanın da önüne konulmuş engelleri vardır engellilerin. Zaten bu yüzden gerek kendi fiziksel engelleri gerekse sosyal engellerle mücadele eden birey, engelli midir, engellenen midir, tartışılır.
iş başvurusu yaptığınız kurumun sizin engelinize uygunluğundan tutun da ulaşım ve işverenin tutumuna kadar bütün şartlar engelli bireyin aleyhine işler. Özelde durum bu olunca eğitim alıp meslek edinebilmiş şanslı(!) engelliler, ister istemez kamuda çalışmaya yönelerek, Engelli Kamu Personel Sınavı (EKPSS) ile atanma çabasına girmektedirler.
Özel sektörde, vasıflarına ve şartlarına uygun şekilde istihdam edilemeyen engelli birey için -istisnalar olmakla birlikte- kamu sektöründeki durum da pek farklı değildir. Yüksek öğrenim görmüş ve bu yolla meslek edinmiş engellilerin büyük çoğunluğu, sınavda ciddi puanlar almış olsalar da diplomalarının karşılığı olan kadrolar açılmadığı için, “en azından bir işim var” diyerek diploma, vasıf ve unvanlarına uygun olmayan kadrolarda çalışmaya -mecburen- razı olmaktadırlar.
Bir soruyla netleştirelim: Siz hiçbir engeli olmayan bir doktor, mühendis, öğretmen ya da bilgisayar programcısısınız (bu meslek örnekleri çoğaltılabilir) diyelim. Kamuda çalışmanız söz konusu olduğunda, edindiğiniz meslek dışında, mesela “düz (vasıfsız) memur” olarak mesleğinizle ilgisi olmayan, düşük ücretli alt kadrolarda istihdam edilmeye ve mesleğinizi tam olarak icra edemeyeceğiniz işlerde çalışmaya razı olur musunuz? “Olmam!” dediğinizi duyar gibiyim.
işte, ne yazık ki “iş verdik ya, daha ne istiyorsun?!” zihinsel hastalığının hüküm sürdüğü bu iklimde engelli birey, iş bulduğuna şükretmekle beraber, kadrosu ne olursa olsun şartlar dâhilinde mesleğini icra etmek için çaba sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Sorun varsa çözüm de vardır. Peki, çözüm nedir? Madde madde ifade edelim:
1. EKPSS ile atanacak bütün engellilere diplomaları doğrultusunda kadro verilmelidir.
2. Kamuda halen atanmış ve çalışmakta olan engelliler, herhangi bir ek şart ve sınav olmaksızın, diploma ve vasıfları doğrultusunda olmaları gereken kadrolara geçirilmelidir.
3. Kamu sektöründe çalışan engelli personel, vasıfları ve fiziksel şartları doğrultusundaki işlerde çalışmalıdır. Burada amaç, çalıştığı kurum için engellinin vasıflarından maksimum düzeyde faydalanmak, engelli içinse zorlu bir süreçle elde ettiği mesleğini olması gereken ekonomik şartlarda icra etmek olmalıdır.
4. Atanan ya da halen çalışmakta olan engelli personelin kamuya atanmadan önceki çalışmışlıkları, kamu/özel ayırt edilmeksizin hizmet birleştirilmesiyle derece/kademelerine yansıtılmalıdır. (Bu hususta geçerli mevzuata göre kişi eğer memuriyete atanmadan bir kamu kurumunda aynı teknik kadroda çalışmışsa, hizmet birleştirmesi yaptırdıklarında çalışmış oldukları günlerin ¾’ü derece/kademe olarak memuriyetlerine yansıtılmakla beraber, yüksek öğrenim görmüş engelliler, çoğu zaman olması gereken kadrolarda istihdam edilmedikleri için bu imkândan dahi faydalanamamaktadır.)
Şu anlatmaya çalıştığım tablo bir gerçeklikken “hakların elde edilememesi hatta gasp edilmesi” konusunda, engelliler açısından toplumsal duyarlılık gösterilmeyip söz konusu duyarlılığın farklı yerlere yönlendirilmesini “sosyal romantizm” olarak gördüğümü de ifade edeyim.
Hakların -mücadele ederek de olsa- elde edilebildiği bir sistemin kurulduğu günleri, yaşarken görmek umuduyla…
güncel Önemli Başlıklar