bugün

çocukluk ve lise.
masumiyetim.
huzur lan huzur.
çocukluk.
denize karşı bira içerken yanınızda duran deniz fenerinin ufukla sevişmesini izlemek. tam da yerindeyim ama yapamıyorum ne yazık ki. yaparım da , denk gelmiyor işte. iyice hacıya bağladım.
Sevilmek sanırım . Severken sevilmek ,huzur ile birlikte.
Çocukluğum ve gerçek arkadaşlarım.
sigaradır.
Eski bayramlar.
Çocukluk.
gelecek kaygısı olmadan yaşadığım, sorumluluk sahibi olmadan huzur içinde uyuyabildiğim çocukluğum.
ikindi vakti başlayıp akşam ezanına kadar, okul bahçesinde, mahalle arkadaşlarıyla, hunharca oynadığımız futbol maçları.
3 yıldan fazladır görülmeyen 11 yıllık sevgili.
sonbahar.
artık gelmelidir.

çok sıcak arkadaşlar, çok sıcak.
Koku.
Teknolojinin bir an önce gelişmesi lazım çok acil.
Kokusu.
anımsadıklarımızdır. anımsıyorsak yaşadığımız veya gördüğümüz şeyleri özlemişizdir. ''nerede o eski ramazanlar'' gibi. ''biz çocukken teknoloji mi vardı.'' en güzeli ise zorluklarla daha karşılaşmadan hayatın toz pembe olduğu günler. özlem işte artar azalmaz.
alex de souza.
gençlik.
çocukluk, masumiyet.
Sabahları balıkçı teknelerinin sesiyle uyanmak.

Tak tak tak tak tak tak..

(Bkz: eski foça)
Eve girilmek istenmeyen serin Haziran akşamları.
Uçurtma uçurulan, bisiklete binilen Eylüller, kahkahalardan nefes alınmayan Temmuz geceleri.
Hacivat oynatılan, perdenin karşısında binbir hevesle beklenen ramazanlar.
Kapının pervazına çizilen boy çizelgeleri, annelerin 'çıkma şuraya evladım düşeceksin' demelerine aldırılmayan kalorifer boruları, kapı söveleri...

Çocuk olmanın getirdiği bitmez masumiyet.
kaybettiğim dostlarımı kazanmak isterdim. yalnız başına geçmiyor bu ömür. hatamın farkındayım ama yok ki kimse.
Bayramlar. Nerde o eski bayramlar. Ne para kaldırırdık ne abur cubura, tasoya, meybuza düşerdik bea.
Kardeş.*