bugün

üniversiteye ilk girdiğim seneydi. küçük şehirden gelmiş bi arkadaşımız vardı, kadir. biraz içine kapanık bi çocuktu. kadir'in okulun ilk haftalarından beri aşık olduğu bi kız vardı aleyna diye. zamanla kız da arkadaşımız oldu. çocuk pek etliye sütlüye karışmayan sessiz sakin bi tip olduğundan ortamda sürekli dalga geçilirdi, aleyna'ya bi türlü açılamadığı için de senelerce dalga geçildi. son sene artık dalga geçilmekten ve kızın başka erkeklerle takılmasından usanıp bi gazla kıza açıldı. sevgili oldular. sene sonunda bi gece kadir memleketine döneceği için hep beraber eğlendik. aleyna'nın kadir'e doğum günü için ördüğü beyaz bi kazak vardı, o gece de o üstündeydi. eğlendikten sonra evlerimize dağıldık, aleyna da kadir'i yolculamaya aşti'ye gitti. bi saat sonra gelen haberle hepimiz şok olduk.

emek tarafındaki yokuşta vedalaşıp sarıldıktan sonra kadir'e karşıya geçerken araba çarpmış. hastaneye gittiğimizde yoğun bakımdaydı. ertesi gün de dayanamayıp hayatını kaybetti. kadir'in ölümünden sonra aleyna'yı toparlayamadık, doktorlardan yalvar yakar kadir'e ördüğü kazağı istedi.

hastanedeki görevliler kazağı kan içinde aleyna'ya vermek istememişler, başhekimle konuşmuşlar. başhekim yıkayıp vermelerini söylemiş ama kazak beyaz olduğu için kan lekelerinin çıkmadığını söylemişler.

sonra başhekim de dönüp "ariel omo matik'i denediniz mi?" demiş.
böyle bir troll görmedim.
en sevdiğim insan tarafından siklenmemek olmuştur. bunu yaşamayı hakedecek ne yaptım ben tanrım söyle bana demiştim..
babamın ameliyat olduğu andır. Ne kötü bir şeymiş babanı öyle görmek, başımdan eksik olmasın.
O kadar çok var ki, anlatmak için seçemediğim anılardır.
babamın hastalığını öğrendiğim an mı, yoksa o nedenle babamı kaybettiğim an mı karar veremedim yine kötü oldum.
Babamı çok özledim be sözlük...

(bkz: babanın kanser olduğunu öğrenmek/#9418677)